التركية - الإنجليزية
تعريف doğurmayı في التركية الإنجليزية القاموس.
- to give birth
- doğur
- given birth to
- doğur
- give birth to
Many midwives are needed in order to give birth to the future.
-Birçok ebe geleceğe doğurmak için gereklidir.
Mary intends not to give birth to more than two children.
-Mary en fazla iki çocuk doğurmayı istemektedir.
- doğur
- give birth
Did you give birth at home or at a maternity hospital?
-Sen evde mi yoksa doğumevinde mi doğurdun?
Women give birth and men do not.
-Kadın doğurur ve erkekler doğurmaz.
- doğur
- gave birth to
- doğur
- calves
- doğur
- calve
- doğur
- pup
Sami's dog gave birth to a litter of pups.
-Sami'nin köpeği bir sürü yavru doğurdu.
- doğur
- foal
- doğur
- (Biyoloji) give#birth