He is studying the origin of jazz in America.
- O, cazın Amerika'daki doğuşunu araştırıyor.
Living nativity scenes are popular in Southern Italy.
- Yaşayan doğuş sahneleri Güney İtalya'da popülerdir.
Tom's grandchildren were playing with the nativity set figures.
- Tom'un torunları, doğuştan gelen figürlerle oynamaktaydı.
She has been blind from birth.
- O, doğuştan görme özürlüdür.
He is a poet by birth.
- O, doğuştan bir şairdir.
The death of her husband was her rebirth.
- Kocasının ölümü onun yeniden doğuşuydu.
May I have your birth date?
- Doğum tarihinizi alabilir miyim?
My water broke on the evening of the predicted birth date.
- Önceden belirlenen doğum tarihinin akşamında suyum kesildi..
If I were to be born a second time, I would like to be Canadian.
- Ben ikinci kez doğacak olsam Kanadalı olmak isterim.
Be born, get married, and die; always bring money.
- Doğmak, evlenmek ve ölmek, her zaman para getirir.
I got you a pen as a birthday present.
- Doğum günü hediyesi olarak sana kalem aldım.
Tomorrow's my birthday.
- Yarın benim doğum günüm.