dizlik

listen to the pronunciation of dizlik
التركية - الإنجليزية
kneepad
knee-guard
knee-breeches
knee-length pants
knee-guard; kneepad
knee-length stockings
knee-guard; knee-breeches
knee pad
breeches
diz
{i} knee

After his knee repair, he could walk without pain. - Dizinin onarımından sonra, o ağrı olmadan yürüyebiliyordu.

Tom hurt his left knee during practice, so John had to play the game in his place. - Tom uygulama sırasında sol dizini incitti, bu yüzden John oyunu yerinde oynamak zorunda kaldı.

diz
{f} array
diz
{f} strung
diz
{f} sort
Diz
dız
diz
in knees
diz
(at) stifle
diz
bridle
الإنجليزية - الإنجليزية
التركية - التركية
İş önlüğü
iş önlüğ
Şalvar
Uzun paçalı don
Korumak amacıyla dize geçirilen şey
Dize, korumak amacıyla geçirilen şey
Uzun paçalı iç giysisi
İç donu
Dize kadar uzanan konçlu çorap
Diz
(Osmanlı Dönemi) AYN
DİZ
(Osmanlı Dönemi) (E) f. Levn, renk
DİZ
(Osmanlı Dönemi) f. Kal'a, sur
diz
Nizam, saf, sıra, katar
diz
Uyluk ile kaval kemiğinin buluştuğu eklem yeri
diz
Kaval, baldır ve uyluk kemiğinin birleştiği yer: "Köşeye yaslanmış, bir dizini altına almış, öteki dizini dikmiş, kolunu da uzatmış, anlatıyordu."- M. Ş. Esendal
diz
Bacak ile baldır kemiklerinin bağlanma yeri
diz
Oturulduğunda uyluğun üst yanı
diz
iran hükümdarı Hüsrev'in yağız atına verilen ad
diz
Kaval, baldır ve uyluk kemiğinin birleştiği yer
dizlik
المفضلات