diz çök

listen to the pronunciation of diz çök
التركية - الإنجليزية
{f} kneeling

The religious man remained kneeling for hours. - Din adamı saatlerce diz çökmüş olarak kaldı.

She saw a boy kneeling by the altar. - Sunağa yakın diz çöken bir çocuk gördüm.

{f} knelt

We knelt down to pray. - Biz dua etmek için diz çöktük.

Tom knelt down and lifted up the floorboard. - Tom diz çöktü ve döşeme tahtasını kaldırdı.

{f} kneel

Why do people kneel down to pray? - İnsanlar dua etmek için neden diz çöküyorlar?

Sami made Layla kneel in front of him. - Sami, Leyla'yı önünde diz çöktürdü.

genuflect
diz çök
المفضلات