Kültür onları birleştirirken politika insanları böler.
- Politics divides people, while culture unites them.
Tiber nehri Roma'yı iki parçaya böler.
- The Tiber divides Rome into two parts.
Tom bölmek değil birleştirmek istedi.
- Tom wanted to unite not divide.
Dünya üzerinde mutluluğu çoğaltmanın tek yolu onu bölmektir.
- The only way on Earth to multiply happiness is to divide it.
Bu kitap dört bölüme ayrılmıştır.
- This book is divided into four parts.
Kendisine karşı bölünmüş bir ev ayakta kalamaz.
- A house divided against itself cannot stand.
Eğer herhangi bir sayıyı sıfıra bölerseniz, sonuç tanımsızdır.
- If you divide any number by zero, the result is undefined.
Anne pastayı üç parçaya böldü.
- Mother divided the cake into three parts.
Öğretmen bu proje üzerindeki işi bölmemizi istiyor.
- The teacher wants us to divide the work on this project.
Dünya üzerinde mutluluğu çoğaltmanın tek yolu onu bölmektir.
- The only way on Earth to multiply happiness is to divide it.
There is a great divide between us.
Stay on your side of the divide, please.
The divide left most of the good land on my share of the property.