Kültür onları birleştirirken politika insanları böler.
- Politics divides people, while culture unites them.
Torres Boğazı Yeni Gine'yi Avustralya'dan böler.
- The Torres Strait divides New Guinea from Australia.
Dünya üzerinde mutluluğu çoğaltmanın tek yolu onu bölmektir.
- The only way on Earth to multiply happiness is to divide it.
Tom bölmek değil birleştirmek istedi.
- Tom wanted to unite not divide.
Kendisine karşı bölünmüş bir ev ayakta kalamaz.
- A house divided against itself cannot stand.
Tom'un okul günü altı peryoda bölünmüştür.
- Tom's school day is divided into six periods.
Eğer herhangi bir sayıyı sıfıra bölerseniz, sonuç tanımsızdır.
- If you divide any number by zero, the result is undefined.
Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.
- The playground is divided into three areas by white lines.
Dünya üzerinde mutluluğu çoğaltmanın tek yolu onu bölmektir.
- The only way on Earth to multiply happiness is to divide it.
Öğretmen bu proje üzerindeki işi bölmemizi istiyor.
- The teacher wants us to divide the work on this project.
There is a great divide between us.
Stay on your side of the divide, please.
The divide left most of the good land on my share of the property.