Seni rahatsız etmek istemedim.
- I didn't want to disturb you.
Seni rahatsız etmek istemedim.
- I didn't mean to disturb you.
Sizi rahatsız etmediğimi umuyorum.
- I hope I'm not disturbing you.
Çalışırken beni rahatsız etmeyin.
- Don't disturb me while I'm studying.
Haber onu çok rahatsız etti.
- The news disturbed her greatly.
Rahatsız etme korkusuyla sizi aramadım.
- I didn't call on you for fear of disturbing you.
Seni rahatsız ettiğim için üzgünüm.
- Sorry to have disturbed you.
Mike rahatsız edilmemesini rica etti.
- Mike asked that he not be disturbed.
Polis, evindeki bir rahatsızlıkla ilgili raporlara cevap verdikten sonra Tom'u tutukladı.
- The police arrested Tom after responding to reports of a disturbance at his home.
Seni rahatsız ettiğim için üzgünüm.
- Sorry to have disturbed you.
Haber onu çok rahatsız etti.
- The news disturbed her greatly.
Bu çok rahatsız edici.
- This is very disturbing.
Az önce Tom bana çok rahatsız edici bir şey söyledi.
- Tom just told me something very disturbing.
Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..
- They are talking loudly when they know they are disturbing others.
Sizi rahatsız etmiyorum, değil mi?
- I'm not disturbing you, am I?
Ben onu huzur bozucu buldum.
- I found it disturbing.
Sizi rahatsız etmiyorum, değil mi?
- I'm not disturbing you, am I?
Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..
- They are talking loudly when they know they are disturbing others.
Sizi rahatsız etmediğimi umuyorum.
- I hope I'm not disturbing you.
Rahatsız etme korkusuyla sizi aramadım.
- I didn't call on you for fear of disturbing you.
A school of fish disturbed the water.
His behaviour is very disturbing.
The trauma disturbed his mind.
That guy causes a lot of trouble, you know, he's such a disturbance.