تعريف disorders في الإنجليزية التركية القاموس.
- bozuklukları
O psikiyatrist yeme bozuklukları konusunda uzmanlaşmış.
- That psychiatrist specialized in eating disorders.
- bozukluklar
O psikiyatrist yeme bozuklukları konusunda uzmanlaşmış.
- That psychiatrist specialized in eating disorders.
- disorder
- düzensizlik
Bazı düzensizlikler mükemmel bir şekilde düzeltilebilr.
- Some disorders can be corrected perfectly.
Bu düzensizlik affedilmez.
- This disorderliness is inexcusable.
- disorder
- kargaşa
- disorder
- rahatsızlık
Fadıl ciddi bir zihinsel rahatsızlıktan muzdaripti.
- Fadil was suffering from a serious mental disorder.
- disorder
- {i} karışıklık
Sokakta karışıklık hüküm sürüyor.
- Disorder prevails in the street.
- digestive disorders
- Sindirim bozuklukları
- disorder
- {f} sağlığını bozmak
- substance-related disorders
- (Geometri) Uyuşturucu madde kullanımıyla ilişkili hastalıklar
- disorder
- {i} keşmekeş
- affective disorders
- (Tıp) affektif bozukluklar
- anxiety disorders
- (Tıp) anksiyete bozuklukları
- behavior disorders
- davranış bozuklukları
- conversion disorders
- (Pisikoloji, Ruhbilim) dönüşüm rahatsızlıkları
- disorder
- karmaşa
- disorder
- dağınıklık
- disorder
- bozut
- disorder
- (Tıp) arıza
Elektronik terazideki bir arıza nedeniyle yetkililer işyerine para cezası verdi.
- The authorities fined the shop because of a disorder in the electronic balance.
- disorder
- kargaşalık
- disorder
- fesatlık
- disorder
- (Tıp) dizorder
- disorder
- bozgun
- disorder
- bozukluk
O psikiyatrist yeme bozuklukları konusunda uzmanlaşmış.
- That psychiatrist specialized in eating disorders.
Solcu komünizm, infantil bir bozukluktur.
- Left-Wing communism is an infantile disorder.
- disorder
- bozulma
- disorder
- fitne
- hearing disorders
- işitme bozuklukları
- learning disorders
- (Tıp) öğrenme bozuklukları
- mental disorders
- akıl bozuklukları
- mental disorders
- (Pisikoloji, Ruhbilim) ruhsal rahatsızlıklar
- mood disorders
- (Tıp) duygudurumu bozuklukları
- movement disorders
- (Tıp) hareket bozuklukları
- neurotic disorders
- (Tıp,Pisikoloji, Ruhbilim) nörotik bozukluklar
- personality disorders
- (Tıp) kişilik bozuklukları
- phobic disorders
- (Tıp) fobik bozukluklar
- psychotic disorders
- (Tıp,Pisikoloji, Ruhbilim) psikotik bozukluklar
- speech disorders
- konuşma bozuklukları
- vision disorders
- (Tıp,Optik) görme bozuklukları
- voice disorders
- (Tıp,Pisikoloji, Ruhbilim) ses bozuklukları
- disorder
- hastalık
- disorder
- patırtı
- disorder
- bozmak
Fahişelik, kumar, uyuşturucu madde kullanımı, sarhoşluk, düzeni bozmak ve diğer yasadışı etkinlikler kesinlikle yasaklanmıştır.
- Prostitution, gambling, the use of narcotic substances, drunkenness, disorder, and all other illegal activities are STRICTLY FORBIDDEN.
- eating disorders
- Yeme bozukluğu
- mental disorders
- ruhsal bozukluklar
- appetite disorders
- (Tıp) iştah bozuklukları
- articulation disorders
- artıkülasyon bozuklukları
- cognition disorders
- (Tıp,Pisikoloji, Ruhbilim) biliş bozuklukları
- combat disorders
- (Tıp) savaş bozuklukları
- convulsive disorders
- (Pisikoloji, Ruhbilim) konvülsif rahatsızlıklar
- deglutition disorders
- (Tıp) yutma bozuklukları
- disorder
- illet
- disorder
- {f} karıştırmak
- disorder
- nizamsız
- disorder
- kaçık
- disorder
- rahatsızlık/kargaşa
- disorder
- karışık
Sokakta karışıklık hüküm sürüyor.
- Disorder prevails in the street.
- disorder
- disordered düzensiz
- disorder
- {f} düzenini bozmak
- disorder
- çatlak
- disorder
- bozuk
Tom'a bipolar bozukluk tanısı konuldu.
- Tom has been diagnosed with bipolar disorder.
Babamın bir kişilik bozukluğu var.
- My father has a personality disorder.
- disorder
- bozukluk,v.karıştır: n.bozukluk
- disorder
- gürültü
- disorder
- rahatsız et/k
- disorder
- gayrimuntazam
- growth disorders
- (Tıp) büyüme bozuklukları
- hereditary disorders
- (Tıp) herediter hastalıklar
- hereditary disorders
- (Tıp) ırsi hastalıklar
- infant nutrition disorders
- (Tıp) bebek beslenme bozuklukları
- major psychiatric disorders
- (Tıp) majör psikiyatrik bozukluklar
- mental health disorders
- (Tıp) ruh hastalıkları
- pain disorders
- (Pisikoloji, Ruhbilim) ağrı rahatsızlıkları
- respiration disorders
- (Tıp) solunum bozuklukları
- sensory disorders
- (Pisikoloji, Ruhbilim) duyusal rahatsızlıklar
- sex disorders
- cinsel bozukluklar
- spatial disorders
- (Pisikoloji, Ruhbilim) mekansal rahatsızlıklar