Tom'un namussuz olduğunu düşünüyorum.
- I think Tom is dishonest.
Dünyada neden bu kadar çok namussuz insan var?
- Why are there so many dishonest people in the world?
John sahtekâr satıcının işe yaramaz bir makine parçasını alırken onu kandırdığını iddia etti.
- John claimed that the dishonest salesman had tricked him into buying a useless piece of machinery.
Onlar onu sahtekar olmakla suçladı.
- They accused him of being dishonest.
Tom'un yaptığı şey hileliydi.
- What Tom did was dishonest.
Bu, dürüst olmayan bir satıcı.
- He's a dishonest salesperson.
Sami, Leyla ile dürüst olmayan bir ilişkiye sahipti.
- Sami had a dishonest relationship with Layla.