الإنجليزية - التركية
تعريف disgrace; reproach; dishonor; opprobrium في الإنجليزية التركية القاموس.
- slander
- {f} iftira etmek
- slander
- iftira
Serbest konuşma özgürlüğün var ama iftira etme hakkın yok.
-You have the right to free speech, but not the right to slander.
Dan iftira nedeniyle Linda'ya dava açtı.
-Dan sued Linda for slander.
- slander
- {f} -e iftira etmek, -e kara çalmak, -i karalamak
- slander
- sözle iftira
- slander
- kara çalmak
- slander
- karalama
- slander
- {f} iftira et
Serbest konuşma özgürlüğün var ama iftira etme hakkın yok.
-You have the right to free speech, but not the right to slander.
- slander
- karalamak
- slander
- (Kanun) Sözlü iftira, bühtan, birisine yalandan bir şey isnad etme
- slander
- buhtan etmek
- slander
- {i} yerme
- slander
- {i} kötüleme
- slander
- {f} yermek
- slander
- {f} çamur atmak
- slander
- {f} kötülemek
- slander
- {i} kara çalma
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف disgrace; reproach; dishonor; opprobrium في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- slander
disgrace; reproach; dishonor; opprobrium
الواصلة
disgrace; reproach; dishonor; op·pro·bri·umالنطق
Resimler
المفضلات