O daha büyük bir iskonto istedi.
- She wanted a bigger discount.
Bana ne kadar iskonto verebilirsin?
- How much of a discount can you give me?
Tom yerel bir indirimli mağazada ihtiyacı olan birçok şeyi satın alabilir.
- Tom is able to buy many things he needs at a local discount store.
Tom yüzde 30 indirimle T-shirt satıyor.
- Tom sells T-shirts at a 30 percent discount.
Bana bir indirim yapar mısınız?
- Would you give me a discount?
Burada bir çizik var. Bana indirim yapar mısınız?
- There's a scratch here. Could you give me a discount?
This store specializes in discount wares.
If you're looking for cheap clothes, there's a discount clothier around the corner.