discolored by impurities

listen to the pronunciation of discolored by impurities
الإنجليزية - التركية

تعريف discolored by impurities في الإنجليزية التركية القاموس.

dirty
{s} kirli

Ben nehri kirli buldum. - I found the river dirty.

Valiz kirli çamaşırlardan başka bir şey içermiyordu. - The suitcase contained nothing but dirty clothes.

dirty
pis

O pis ellerini benden uzak tut! - Keep your dirty hands off me!

Bu pis bir iş, onunla ilgilenmek istemiyorum. - This is a dirty job, I don't want to deal with it.

dirty
{f} kirlenmek

Tom kirlenmekten korkmuyor. - Tom isn't afraid to get dirty.

dirty
{s} edepsiz

Bazı edepsiz fıkralar biliyorum ama onları asla anlatmam. - I know some dirty jokes, but I never tell them.

Bazı edepsiz fıkralar biliyorum ama onları anlatmam. - I know some dirty jokes, but I don't tell them.

dirty
{s} aşağılık
dirty
çepel
dirty
(hava) bozuk
dirty
alçakça
dirty
iğrenç

Kirli giysiler soyunma odasının havasında iğrenç bir koku bıraktı. - The dirty clothes left a foul odor in the air of the locker room.

İğrenç şakalardan hoşlanmıyorum. - I don't like dirty jokes.

dirty
(Tekstil) 1. pis, kirli 2. pisletmek, kirletmek
dirty
(sıfat) pis, kirli; açık saçık, rezil, aşağılık, iğrenç, ahlaksız, edepsiz, terbiyesiz, müstehcen; muzur, bozuk; fırtınalı
dirty
{s} fırtınalı
dirty
{s} iğrenç, çirkin
dirty
(fiil) kirletmek, pisletmek, lekelemek, kirlenmek, pislenmek; bulaştırmak
dirty
bozuk fazla miktarda radyoaktif zerreler yayan
dirty
{f} bulaştırmak
dirty
argo yanında esrar bulunan
dirty
murdar
الإنجليزية - الإنجليزية
dirty
discolored by impurities

    التركية النطق

    dîskʌlırd bay împyûrıtiz

    النطق

    /dəsˈkələrd ˈbī əmˈpyo͝orətēz/ /dɪsˈkʌlɜrd ˈbaɪ ɪmˈpjʊrətiːz/
المفضلات