Tom gözden kaybolmak istiyor.
- Tom wants to disappear.
Zorla ortadan kaybolmak insanlığa karşı bir suçtur.
- Forced disappearance is a crime against humanity.
Ben sadece ortadan kaybolmak istiyorum.
- I just want to disappear.
Ortadan kaybolmak istedim.
- I wanted to disappear.
Ben sadece ortadan kaybolmak istiyorum.
- I just want to disappear.
Tren gözden kayboldu.
- The train disappeared from view.
Oksijensiz bütün hayvanlar uzun zaman önce gözden kaybolurdu.
- Without oxygen, all animals would have disappeared long ago.
Benim için sürpriz oldu, o bir anda gözden kayboldu.
- To my amazement, it disappeared in an instant.
Kar yakında kaybolacak.
- The snow will soon disappear.
O grup insanlar neredeyse yok oldular.
- That group of people almost disappeared.
Dağdaki tüm kar yok olmuştu.
- All the snow on the mountain has disappeared.
Sadece gözden kaybolma.
- Just don't disappear.
Eski gelenekler kaybolmaya devam ediyor.
- Old customs keep disappearing.
Pasifik'teki düşük rakımlı bazı ada ülkelerinin, deniz seviyesinin küresel ısınma sonucu yükselmesiyle yok olmasından korkuluyor.
- It's feared that some low-lying Pacific Island nations will disappear as seas rise as a result of global warming.
Onlar seni bulmadan önce, yok olmalısın.
- You need to disappear before they find you.
In 1866 Colonel J. F. Meline noted that the rebozo had almost disappeared in Santa Fe and that hoop skirts, on sale in the stores, were being widely used.
... give many of these natural wonders queen mum and i didn't it disappeared ...
... if Microsoft disappeared tomorrow? ...