He has a good knowledge of Japanese religion.
- O Japon diniyle ilgili iyi bir bilgiye sahiptir.
I don't care about your race or age or religion.
- Irkın ya da yaşın ya da dinin umurumda değil.
Just give me something to ease the pain.
- Sadece ağrıyı dindirmek için bana bir şey ver.
I'd like to ease Tom's pain.
- Tom'un acısını dindirmek istiyorum.
The doctor gave him some drugs to relieve the pain.
- Doktor ağrıyı dindirmek için ona bazı ilaçlar verdi.
I want to relieve his anger.
- Öfkesini dindirmek istiyorum.
Is Buddhism a religion or a philosophy?
- Budizm bir din midir yoksa bir felsefe mi?
I don't have a religion and I don't follow any god.
- Benim bir dinim yok ve ben herhangi bir tanrıyı takip etmiyorum.
We blew up a huge rock with dynamite.
- Dinamitle büyük bir kayayı havaya uçurduk.
Tom has a dynamic personality.
- Tom dinamik bir kişiliğe sahiptir.
Unlike his sister, he has retained the religious faith his parents brought him up in.
- Kız kardeşinin aksine, o, ebeveynlerinin ona verdiği dini inancı korudu.
I've lost my religious faith.
- Dinsel inancımı yitirdim.
That religious cult has got some pretty off the wall ideas.
- O dini mezhebin bazı acayip fikirleri var.
The new law will deprive religious minorities of their right to vote.
- Yeni yasa dini azınlıkları oy verme haklarından mahrum edecek.
I need some medicine to kill the pain.
- Ağrıyı dindirmek için biraz ilaca ihtiyacım var.