diliyor

listen to the pronunciation of diliyor
التركية - الإنجليزية
invoking
present participle of invoke
dile
{f} wish

She wished she had been born twenty years earlier. - O, yirmi yıl önce doğmuş olmayı diledi.

Everybody wished he had been elected governor. - Herkes vali seçilmiş olmayı diledi.

dile
{f} wished

Tom wished he had a decent job. - Tom düzgün bir işi olmasını diledi.

There were times when Tom wished he hadn't married Mary. - Tom'un Mary ile evlenmemiş olmayı dilediği zamanlar olmuştur.

dile
invoke
dile
{f} wishing

I never see a library without wishing I had time to go there and stay till I had read everything in it. - Bir kütüphane görünce, gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmayı dilemediğim olmamıştır.

Wishing you a magical and memorable Christmas! - Fevkalade ve unutulmaz bir Noel dileriz!

dile
verbalized
dile
beg

I am no better than a beggar. - Bir dilenciden daha iyi değilim.

Beggars can't be choosers. - Dilenciler seçici olamaz.

dile
articulates
التركية - التركية

تعريف diliyor في التركية التركية القاموس.

DİLE
(Osmanlı Dönemi) Gönül sahibi
DİLE
(Osmanlı Dönemi) f. Dil, gönül, kalb yürek