I'll read more attentively.
- Ben daha dikkatlice okuyacağım.
Listen attentively to what I say.
- Söylediğimi dikkatlice dinle.
He prepared his speech very carefully.
- Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.
The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
- Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
Tom cautiously pushed the door open and entered the room.
- Tom dikkatlice açık kapıyı itti ve odaya girdi.
They entered cautiously.
- Onlar dikkatlice girdiler.
You should be careful in choosing friends.
- Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.
If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps.
- Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.
Although many European researchers have studied ancient Persian literature in the nineteenth century, the new world is not paying attention to our contemporary literature.
- Birçok Avrupalı araştırmacılar on dokuzuncu yüzyılda eski Fars edebiyatı eğitimi almasına rağmen, yeni dünya çağdaş edebiyatımıza dikkat etmiyor.
You should pay more attention to your own safety.
- Kendi güvenliğine daha fazla dikkat etmelisin.
We should proceed with great caution.
- Büyük bir dikkatle devam etmeliyiz.
Please proceed with caution.
- Lütfen dikkatli olun.
I have taken everything into consideration.
- Her şeyi dikkate aldım.
Out of consideration to the pig farming industry the name 'pig influenza' has been changed into 'influenza A(H1N1)'.
- Domuz yetiştiriciliği endüstrisini dikkate almazsak 'domuz gribi' adı 'A gribi (H1N1) olarak değişti.
No attention was paid to his warning.
- Onun uyarısına hiç dikkat edilmedi.
He paid attention to my warning.
- O, uyarıma dikkat etti.
He was fighting regardless of his wound.
- O, yarasını dikkate almadan dövüşüyordu.
He came regardless of my instructions.
- Benim talimatlarımı dikkate almadan geldi.
I advise you to be careful in making notes for the lecture.
- Dersi not alırken dikkatli olmanızı tavsiye ederim.
You should be careful in choosing friends.
- Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.
Tom was mindful of my warning.
- Tom uyarıma dikkat etti.
I wasn't being mindful and got on a wrong bus by mistake.
- Dikkatli değildim ve yanlışlıkla hatalı otobüse bindim.
Beware of pickpockets.
- Yankesicilere dikkat edin.
Beware of the cockerel. It bites.
- Yavru horoza dikkat edin. O ısırır.
I'm the type who likes to think things over very carefully.
- Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
- Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
Look out! There's a truck coming!
- Dikkat edin! Gelen bir kamyon var!
Look out for the wild dog!
- Vahşi köpeğe dikkat edin!
I hope my mistake will escape his notice.
- Hatamın onun dikkatinden kaçacağını umuyorum.
I didn't notice the light turn red.
- Işığın kırmızıya döndüğüne dikkat etmedim.
In recent years, some Muslim countries have prospered and attracted the attention of the world.
- Son yıllarda, bazı Müslüman ülkeler zenginleşmiş ve dünyanın dikkatini çekmişlerdir.
At last, they began to count down cautiously.
- Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.
Tom failed to heed warning signs.
- Tom uyarı işaretlerine dikkat edemedi.
Take heed of her advice.
- Onun tavsiyesine dikkat et.
Do your work with more attentiveness.
- Biraz daha dikkatli çalışır mısın?
The recent advances in medicine are remarkable.
- Tıptaki son gelişmeler dikkat çekicidir.
She achieved remarkable results.
- O, dikkate değer sonuçlar elde etti.
Watch out mom, these are coming your way!
- Dikkatli olun anne, onlar size doğru geliyor.
Watch out for thieves around here.
- Civardaki hırsızlara dikkat edin.
You need to take note of this!
- Buna dikkat etmelisin!
I advise you to be careful in making notes for the lecture.
- Dersi not alırken dikkatli olmanızı tavsiye ederim.
The forest fire occurred through carelessness.
- Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu.
If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children!
- Eğer ormana giderseniz, çocukları yiyen canavarlara dikkat edin!
I didn't notice the light turn red.
- Işığın kırmızıya döndüğüne dikkat etmedim.
I hope my mistake will escape his notice.
- Hatamın onun dikkatinden kaçacağını umuyorum.
Beware of pickpockets.
- Yankesicilere dikkat edin.
Beware of pickpockets here.
- Burada yankesicilere dikkat edin.
Let the buyer beware.
- Alıcı dikkatli olsun.
Beware of pickpockets here.
- Burada yankesicilere dikkat edin.