dikkat edememek

listen to the pronunciation of dikkat edememek
التركية - الإنجليزية
fail to notice
dikkat et
{f} notice

It's my fault that the cake was burned. I was talking on the phone and didn't notice the time. - Kekin yanması benim hatamdır. Telefonda konuşuyordum ve zamana dikkat etmedim.

Tom noticed Mary wasn't paying attention. - Tom Mary'nin dikkat etmediğini fark etti.

dikkat et
watch out

Watch out for pickpockets. - Yankesicilere dikkat et.

Watch out! There's a big hole there. - Dikkat et! Orada büyük bir çukur var.

dikkat et
{f} note

Please take note of that. - Lütfen ona dikkat et.

You need to take note of this! - Buna dikkat etmelisin!

dikkat et
look sharp
dikkat et
{f} heed

Take heed of her advice. - Onun tavsiyesine dikkat et.

They gave no heed to the warning. - Uyarıya dikkat etmediler.

dikkat et
nota bene
dikkat et
nix
dikkat edememek
المفضلات