die ganze zeit über

listen to the pronunciation of die ganze zeit über
الإنجليزية - التركية

تعريف die ganze zeit über في الإنجليزية التركية القاموس.

all the time
hep

Anlamıyorum. Niye hep onunla takılıyorsun? - I don't understand. Why do you hang out with her all the time?

Evren yıldızlarla doluysa, neden onların hepsinden gelen ışık tüm gökyüzünü sürekli parlatmıyor? - If the universe is full of stars, why doesn't the light from all of them add up to make the whole sky bright all the time?

all along
başından beri

Tom başından beri sürpriz parti hakkında biliyordu. - Tom knew about the surprise party all along.

Biz onu başından beri biliyorduk. - We knew it all along.

all the time
her zaman

O, her zaman sessizdi. - He was silent all the time.

Bill her zaman dürüsttür. - Bill is honest all the time.

all along
öteden beri
all along
hemişe
all along
lap evvelden
all along
her zaman

O her zaman sendin, değil mi? - It was you all along, wasn't it?

all along
her vakit
all the time
ıf.sürece: prep.her zaman
all the time
boyuna
all along
öteden beri; hep böyle, her zaman
all along
ta başından

Sanırım Tom ta başından bunu bekliyordu. - I think Tom expected this all along.

Ta başından beri bu Tom'un planı değil miydi? - Was this Tom's plan all along?

all along
boyunca

Dan tüm dava boyunca masumiyetini korudu. - Dan maintained his innocence all along the lawsuit.

Bütün demiryolu boyunca kasabalar türedi. - Towns sprang up all along the railroad.

all along
baştan beri

Sami baştan beri katildi. - Sami was the killer all along.

all along
en başından

En başından beri planın buydu, değil mi? - That was your plan all along, wasn't it?

Sana bunu en başından beri söylüyorum. - I've been telling you that all along.

all along
k.dili. baştan, başından beri
all the time
her zaman, daima, hep
ألمانية - الإنجليزية