Who's ready for their din-dins then? Who are Mummy's darling boys?.
Making money is his religion.
- Para kazanmak onun dinidir.
He has a good knowledge of Japanese religion.
- O Japon diniyle ilgili iyi bir bilgiye sahiptir.
I don't have a religion and I don't follow any god.
- Benim bir dinim yok ve ben herhangi bir tanrıyı takip etmiyorum.
Is Buddhism a religion or a philosophy?
- Budizm bir din midir yoksa bir felsefe mi?
Dynamite fishing is extremely destructive to reef ecosystems.
- Dinamit balıkçılığı resif ekosistemler için son derece tahrip edicidir.
Culture plays a dynamic role in shaping an individual's character, attitude, and outlook on life.
- Kültür bir bireyin karakterinin, davranışının ve hayata bakış açısının şekillenmesinde dinamik bir rol oynar.
Unlike his sister, he has retained the religious faith his parents brought him up in.
- Kız kardeşinin aksine, o, ebeveynlerinin ona verdiği dini inancı korudu.
I've lost my religious faith.
- Dinsel inancımı yitirdim.
That religious cult has got some pretty off the wall ideas.
- O dini mezhebin bazı acayip fikirleri var.
The new law will deprive religious minorities of their right to vote.
- Yeni yasa dini azınlıkları oy verme haklarından mahrum edecek.
Bush respects all religions.
- Bush bütün dinlere saygı duyuyor.
Very many religions promise life after death.
- Pek çok dinler ölümden sonra hayat vadediyor.