Sıradan insanlar muazzam bir güce sahip.
- Ordinary people possess enormous power.
Soda muazzam miktarda şeker ve kalori içerir.
- Sodas contain enormous amounts of sugar and calories.
Kocaman bir evde yalnız yaşıyor.
- She lives alone in a house of enormous dimensions.
Onun kocaman parmakları vardır.
- He has enormous fingers.
Bir fil çok büyük bir hayvandır.
- An elephant is an enormous animal.
O, çok büyük bir evde yaşar.
- He lives in an enormous house.
Kuzenlerim arasında, bilirsiniz, en iri göğüsleri olan bir kız var.
- Among my cousins, you know, there's a girl with the most enormous breasts.
Filler iri bir hayvandır.
- An elephant is an enormous animal.
O, çok büyük bir evde yaşar.
- He lives in an enormous house.
Bir fil çok büyük bir hayvandır.
- An elephant is an enormous animal.
Aşırı derecede eğlendim, inan bana.
- I enjoyed myself enormously, believe me.
all shall be rather enforced than hindered, except they be dismembered, or grievously deformed, infirm, or visited with some enormous hereditary disease is body or mind .