Dilsel güzelliğin gelişmiş algısı hâlâ onda eksik.
- A developed perception of linguistic beauty is still lacking in her.
Tarım, bölgenin en verimli alanlarında gelişmiştir.
- Agriculture is developed in the most fertile lands of the region.
Amerika'da iken İngilizce becerisini geliştirdi.
- He developed his English skill while he was in America.
İlkel hesap makineleri, bilgisayarlar geliştirilmeden uzun zaman önce vardı.
- Primitive calculating machines existed long before computers were developed.
Birçok genç mühendis istihdam edildi ve onlar kendilerini yeni bir bilgisayar geliştirmek için adadılar.
- Several young engineers were employed and were devoted to developing a new computer.
İthalatlar için pazarlar geliştirmek için epeyce çaba sarfedilmektedir.
- Many efforts have been make to develop market for imports.
Japonya gelişmekte olan ülkelere 2 milyar yenlik bir yardım paketini taahhüt etti.
- Japan guaranteed a 2 billion yen aid package to developing countries.
Türkiye gelişmekte olan bir ülkedir.
- Turkey is a developed country.
Eğitim potansiyel yeteneklerini geliştirmeyi amaçlamaktadır.
- Education aims to develop potential abilities.
Darwin, evrim teorisini geliştirdi.
- Darwin developed the evolutionary theory.
Please develop this roll of film.
I need to develop my white-square bishop.
Let's see how things develop and then make our decision.
... this momentous regulations legal to marina developed resort accommodations ...
... and as a result developed an incredible capacity to listen ...