Everyone has a right to absence.
- Herkesin bir devamsızlık hakkı vardır.
Space research is necessary for the propagation and continuation of the human species.
- Uzay araştırması insan türünün yayılması ve devamı için gereklidir.
Every day has a continuation.
- Her günün bir devamı vardır.
Regular attendance is required in that class.
- O sınıfta düzenli devam gereklidir.
Prices continue to climb.
- Fiyatlar tırmanmaya devam ediyor.
Prices will continue to rise.
- Fiyatlar yükselmeye devam ediyor.
The Japanese economy continued to grow by more than 5% annually.
- Japon ekonomisi yıllık en fazla % 5'ten daha fazla büyümeye devam etti.
Volvo is starting a new project Read more.
- Volvo yeni bir projeye başlıyor. Devamını oku.
When the excitement died down, the discussion resumed.
- Heyecan azalınca,tartışma devam etti.
We'll resume the meeting after tea.
- Toplantıya çaydan sonra devam ederiz.
The boy kept standing for a while.
- Çocuk bir süre durmaya devam etti.
He kept standing all the way.
- O yol boyunca ayakta durmaya devam etti.
Is the play still running?
- Oyun hala devam ediyor mu?
None of the computers can continue to run with a burnt card.
- Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
The soldier carried on as if his wound was nothing.
- Yarası önemsizmiş gibi asker devam etti.
In spite of the tyrant’s persecution, the hero valiantly carried on the struggle.
- Zalim hükümdarın zulmüne rağmen, kahraman cesurca mücadeleye devam etti.
Search operations are still underway.
- Arama operasyonları hala devam ediyor.
A man may die, nations may rise and fall, but an idea lives on. Ideas have endurance without death.
- Bir insan ölebilir, uluslar yükselip düşebilir, ancak bir düşünce yaşamaya devam eder. Düşünceler ölümsüz sürekliliğe sahiptir.
Please go on with your story.
- Lütfen hikayene devam et.
Please go on with your study.
- Lütfen çalışmanıza devam ediniz.