devam eden

listen to the pronunciation of devam eden
التركية - الإنجليزية
continuous
(Hukuk) ongoing

United States shale gas production is one of the worst ongoing ecological disasters. - Amerika Birleşik Devletleri'nin kaya gazı üretimi, devam eden en kötü ekolojik felaketlerden biridir.

This is an ongoing process. - Bu devam eden bir süreçtir.

run on
on-going
continually
continued
continuing
contınued
cont'd
outright
continueing
stending
lasting
runon
devam eden projeler
(Askeri) on-going projects
devam eden süreçte
during the
devam eden validasyon
(Tıp) ongoing validation
devam eden aktiviteler
on-going activities
devam eden bir toplantı var
there is a meeting in progress
devam eden devlet
(Hukuk) continuing state
devam eden hesap
(Ticaret) continuing account
devam eden işler
(Ticaret) on-going-jobs
devam eden madde
run on
devam eden müzakereler
(Hukuk) negotiations underway
devam eden reformlar
(Hukuk) (süregelen) ongoing reforms
devam eden sözcük
run on
devam eden yağlama
lubrication in progress
epeydir devam eden
long-standing
devam et
go on

He won't go on to graduate school. - Okuldan mezun olmak için devam etmeyecek.

Please go on with your story. - Lütfen hikayene devam et.

devam et
go ahead!

You should go ahead and do it, just like you said you would. - Devam etmelisin ve onu yapmalısın, tam yapacağını söylediğin gibi.

If you've got something to say, go ahead and say it. - Söyleyecek bir şeyin varsa devam et ve söyle.

devam et
keep it up

You are doing very well. Keep it up. - Çok iyi yapıyorsun. Devam et.

devam et
{f} go ahead

Go ahead and unwrap your gift. - Devam et ve hediye paketini aç.

If you've got something to say, go ahead and say it. - Söyleyecek bir şeyin varsa devam et ve söyle.

devam et
(Bilgisayar) continue

Corporate bankruptcies continued at a high level last month. - Şirket iflasları geçen ay yüksek bir düzeyde devam etti.

The Cold War continued. - Soğuk Savaş devam etti.

devam et
(Bilgisayar) continue anyway
devam et
right on

Tom just kept right on talking. - Tom hemen konuşmaya devam etti.

devam et
(Bilgisayar) resume

He resumed his work after a short break. - Kısa bir moladan sonra işine kaldığı yerden devam etti.

They resumed walking. - Onlar yürümeye devam ettiler.

devam et
{f} continuing

Poverty prevented him from continuing his studies. - Fakirlik onun çalışmalarına devam etmesini engelledi.

I see no point in continuing this conversation. - Bu konuşmaya devam etmenin amacı olmadığını anlıyorum.

devam et
keep going

We have to keep going. - Gitmeye devam etmek zorundayız.

Stay cool and keep going. - Sakin ol ve gitmeye devam et.

devam et
{f} continued

The Cold War continued. - Soğuk Savaş devam etti.

Not only has eating with your fingers continued throughout the centuries, but some scholars believe that it may become popular again. - Parmaklarınızla yemek yemek sadece yüzyıllar boyu devam etmekle kalmadı, aynı zamanda bazı alimler onun tekrar popüler olabileceğine inanıyorlar.

devam et
kept going
devam et
kept on

Ken kept on singing that song. - Ken o şarkıyı söylemeye devam etti.

Bill kept on crying for hours. - Bill saatlerce ağlamaya devam etti.

devam et
soldier on
devam et
keep on

Keep on working while I'm away. - Ben uzaktayken çalışmaya devam et.

I want to keep on living with him. - Onunla yaşamaya devam etmek istiyorum.

devam et
{f} ongoing
devam et
{f} attending

I really liked attending to that school. Every day, Gustavo would bring the guitar for us to play and sing during the break. - Gerçekten o okula devam etmeyi sevdim. Gustavo bize mola sırasında oynamak ve şarkı söylemek için her gün gitar getirirdi.

Poverty prevented him from attending school. - Yoksulluk onun okula devam etmesini engelledi.

devam et
get on with it
borsa sonrası sokakta devam eden işlemler
curb market
devam et
soldieron
devam et
soldier#on
gece boyu devam eden
all night
kendi kendine devam eden
self sustaining
kendi kendine devam eden
self-sustaining
kiliseye devam eden kimse
churchman
konteyner kontrol unsuru; devam eden cezai teşebbüs
(Askeri) container control element; continuing criminal enterprise
sokakta devam eden borsa işlemleri
the street
sonuna kadar devam eden kimse
stayer
tam gün devam eden
around-the-clock
tam gün devam eden
round the clock
devam eden
المفضلات