Mary elbiselerini tahrip ediyor.
- Mary's destroying her clothes.
Biz elbiselerimizi tahrip ediyoruz.
- We're destroying our clothes.
Çocukken karınca yuvalarını tahrip etmeyi severdim.
- When I was a child, I enjoyed destroying anthills.
Bir şeyi yıkmak, yapmaktan çok daha kolaydır.
- Destroying things is much easier than making them.
Tom projeyi mahvetmek için bir komplo düzenledi.
- Tom orchestrated a plot to destroy the project.
Yangın üç evi imha etti.
- The fire destroyed three houses.
Almanlar Kraliyet Hava Kuvvetlerini imha etmeyi ve İngiltere'yi işgal etmeyi planladılar.
- The Germans planned to destroy the Royal Air Force and invade Britain.
Tom projeyi yok etmek için bir dolap çevirdi.
- Tom schemed to destroy the project.
O onu yok etmek istedi.
- He wanted to destroy it.
O onu yok etmek istedi.
- He wanted to destroy it.
Onu yok ettiklerine inanıyordu.
- He believed they were destroying it.
Destroying a rabid dog is required by law.
Hooligans destroy unprovoked.
Smoking destroys the natural subtlety of the palate.
The earthquake destroyed several apartment complexes.
The memory leak happened because we forgot to destroy the temporary lists.
The results of such excessive concentration and production are, sooner or later, huge, soul-destroying Trusts, immense national rivalries, and appalling bloody wars largely occasioned by the existence and ever-growing needs of such insatiable machines.