تعريف destek في التركية الإنجليزية القاموس.
- support
Many leaders supported the compromise.
- Birçok lider uzlaşmayı destekledi.
I will marshal a fair amount of scientific data to support my argument.
- Benim tartışmayı destekleyecek adil bir miktar bilimsel veriyi sıralayacağım
- backing
You're backing the wrong horse.
- Sen yanlış atı destekliyorsun.
I'm fed up with always backing you up.
- Sürekli seni desteklemekten bıktım.
- rest
- assistance
- countenance
- aid
We aided him in his business.
- Onu kendi işinde destekledik.
I was aided by a dear friend.
- Sevgili bir arkadaşım tarafından desteklendim.
- mounting
- gusset
- auspices
- promotion
- (Ticaret) consolidation
- standard
- favour
I am in favour of your proposal.
- Ben önerini destekliyorum.
- stand-by
- (Mimarlık) footstall
- back-up
- favor
- standby
- cantilever
- (Havacılık) back up
- shot
- subsidy
- (Mimarlık) plinth
- counterfort
- chair
- feedback
- (Tıp) adjuvant
- post
- shoulder
- help
- pier
- (İnşaat) deadman
- side
- helper
- (Askeri) reinforcements
- column
- (Otomotiv) fulcrum
- relief
Dan needed money and sought financial relief from his father.
- Dan'ın paraya ihtiyacı vardı ve babasından ekonomik destek istedi.
- reinforce
- supporting
The author states his opinion supporting it with academic research.
- Yazar düşüncesini onu akademik araştırma ile destekleyerek belirtiyor.
When we think of the traditional roles of men and women in society, we think of husbands supporting the family, and wives taking care of the house and children.
- Ne zaman kadın ve erkeklerin geleneksel rollerini düşünsek, ailesine destek olan kocalar ve de aile ve çocuklarına bakan karılar aklımıza gelir.
- support; prop; beam used as a prop
- stand by
He is willing to stand by you.
- O, sana destek olmaya isteklidir.
I took it for granted that he would stand by me.
- Bana destek olacağına garanti gözüyle bakıyordum.
- underlay
- auxiliary
- cooperation
- (Hukuk) support, assistance, auspice
- crutch
You're using that dictionary as a crutch. You don't really need it.
- O sözlüğü bir destek olarak kullanıyorsun. Gerçekten ona ihtiyacın yok.
- endorsement
- buttress
- supporter
Cesar Chavez asked that strikers remain non-violent even though farm owners and their supporters sometimes used violence.
- Cesar Chavez çiftlik sahipleri ve onların destekçileri bazen şiddet kullansalar bile greve katılanların sessiz kalmalarını istedi.
Your father's friends aren't his only supporters.
- Senin babanın arkadaşları onun tek destekçileri değil.
- prop
He fetched a few cushions to prop up her head.
- Onun başını desteklemek için birkaç yastık getirdi.
In 1920, British astronomer Arthur Eddington proposed that the Sun and other stars are powered by nuclear reactions.
- 1920'de İngiliz astronom Arthur Eddington güneş ve diğer yıldızların nükleer reaksiyonlar tarafından desteklendiğini ileri sürdü.
- booster
- bracket
- backup
The lone police officer called for backup.
- Yalnız polis memuru destek istedi.
- support, prop, bracket, buttress, shore, strut, beam; support, backing, countenance; reinforcements; help, helper
- bracer
- indorsement
- brace
- upholder
- friend
I have a lot of friends to support me mentally.
- Beni zeka olarak destekleyecek çok arkadaşım var.
Your father's friends aren't his only supporters.
- Senin babanın arkadaşları onun tek destekçileri değil.
- stand, base, pedestal
- bolster
- contribution
- corbel
- {i} stay
Tom stayed to back me up.
- Tom beni desteklemek için kaldı.
- {i} second
Tom seconded the motion.
- Tom hareketi destekledi.
- comfort
- holdfast
- strut
- stanchion
- destek vermek
- identify
- destek olmak
- support
I'm here to support Tom.
- Tom'a destek olmak için buradayım.
Tom is here to support you.
- Tom sana destek olmak için burada.
- destek (maddi/manevi)
- support
- destek akçe
- subsidy
- destek almak
- take support
- destek almak
- receive support
- destek almak
- get support
- destek ateşi
- (Askeri) support fire
- destek bağı
- (Çevre) brace
- destek biti
- (Bilgisayar) overhead bit
- destek diş
- (Diş Hekimliği) anchorage
- destek ekibi
- support team
- destek grubu
- (Pisikoloji, Ruhbilim) support group
- destek hattı
- (Askeri) support line
- destek işlem
- overhead
- destek işlem
- (Bilgisayar) overhead operation
- destek işlem
- (Bilgisayar) housekeeping operation
- destek olmak
- stand by
- destek olmak
- further
- destek olmak
- be supportive
- destek vermek
- support
It is incumbent on us to support him.
- Ona destek vermek bize düşer.
- destek üssü
- (Askeri) support base
- destek merdanesi
- (Mühendislik) Back roll
- destek akça
- subsidy
- destek akçe
- subvention, subsidy
- destek aramak
- whistle up
- destek ateşi
- supporting fire
- destek atışı
- mil . fire support
- destek ayak
- (İnşaat) dead shore
- destek bağ
- (Anatomi) sustentaculum
- destek birimi
- support unit
- destek birlikleri
- reinforcements
- destek birliği
- service
- destek birliği
- support unit
- destek doku
- (Hayvan Bilim, Zooloji) supporting tissue
- destek grevi
- sympathy strike
- destek görmek
- to be supported (intellectually or morally) by, get (intellectual or moral) support from
- destek hizmetleri
- commissariat
- destek kiti
- (Askeri) packup kit
- destek koymak
- prop up
- destek koymak
- prop
- destek koymak
- chock
- destek koymak
- truss
- destek koymak
- underpin
- destek koymak/vurmak
- to prop up, shore up
- destek kredisi
- (Hukuk) subsidised credit
- destek kuvvetleri
- auxiliary troops
- destek kuvvetleri
- succor
- destek kuvvetleri
- auxiliaries
- destek mili
- support shaft
- destek noktası
- fulcrum
- destek noktası
- point of support
- destek olan
- supporting
When we think of the traditional roles of men and women in society, we think of husbands supporting the family, and wives taking care of the house and children.
- Ne zaman kadın ve erkeklerin geleneksel rollerini düşünsek, ailesine destek olan kocalar ve de aile ve çocuklarına bakan karılar aklımıza gelir.
- destek olan kimse
- strengthener
- destek olan kimse
- supporter
- destek olmak
- back up
- destek olmak
- bear up
- destek olmak
- (karşılıklı) cooperate
- destek olmak
- to support (intellectually or morally)
- destek olmak
- back
- destek olmak
- bolster up
- destek olmak
- to support, to back, to stand by
- destek olmak
- arm
- destek olmak
- smile on
- destek olmak
- shore
- destek planı
- (Askeri) supporting plan
- destek program
- utility program
- destek sağlama beyanı
- affidavit of support
- destek silahları irtibat timi
- (Askeri) supporting arms liaison team
- destek sınıfları koordinasyon merkezi
- (Askeri) supporting arms coordination center
- destek sınıfları özel karargahı
- (Askeri) supporting arms special staff
- destek talebi
- (Askeri) support request
- destek teyidi
- (Askeri) support confirmation
- destek tübü
- ledger tube
- destek uçağı
- (Askeri) supporting aircraft
- destek vaat etmek
- (Hukuk) pledge support
- destek veren komutanlık
- (Askeri) supporting command
- destek veren üye
- sustaining member
- destek vermek
- second
- destek vermemek
- fink out
- destek vurmak
- to put a prop to, to shore up, to brace
- destek yapı
- (Havacılık) back up structure
- destek yordamı
- utility routine
- destek ışığı
- booster light
- Deniz Destek Kuvvetleri Komutanı
- (Askeri) commander, supporting naval forces
- Deniz Kuvvetleri Destek Direktifi
- (Askeri) Navy Support Instruction
- Deniz Piyade Hava-Kara Görev Kuvveti (MAGTF) Konuşlanma Destek Sistemi II
- (Askeri) Marine air-ground task force (MAGTF) Deployment Support System II
- Deniz filosu destek fibi N
- (Askeri) Marine wing support squadron
- Deniz filosu destek grubu
- (Askeri) Marine wing support group
- Deniz seferi birliği (meu) hizmet destek grubu
- (Askeri) Marine expeditionary unit (MEU) service support group
- Deniz seferi kuvveti (MEF) meteoroloji destek timi; görev destek timi
- (Askeri) Marine expeditionary force (MEF) weather support team; mission support team
- deniz gelişmiş lojistik destek yeri
- (Askeri) naval advanced logistic support site
- deniz geliştirilmiş destek üssü
- (Askeri) naval advanced support base
- deniz kuvvetleri uzay destek timi
- (Askeri) naval space support team
- mali destek sağlamak
- subsidize
- destek olmak
- roll a log for smb
- destek vermek
- be supportive
- daha fazla destek
- further assistance
- destek olmak
- bolster
- dikey destek
- vertical stay
- direkt destek
- (Askeri) direct support
- endirekt destek
- indirect support
- endirekt destek kaynakları
- (Askeri) overhead
- entegre lojistik destek
- (Askeri) integrated logistic support
- idari destek personeli
- (Askeri) overhead personnel
- kurumsal destek
- (Ticaret) institutional support
- maddi destek
- financial support
- maddi destek
- (Politika, Siyaset) financial aid
- mali destek
- (Ticaret) financial support
- manevi destek
- emotional support
- psikolojik destek
- psychological support
- sosyal destek
- social support
- teknik destek
- tech support
- topluluk destek çerçevesi
- community support framework
- tıbbi destek
- (Tıp) medical support
- yakın destek
- (Askeri) close support
- destek sistemi
- support system
- destek ver
- gave a post
- destek ver
- give a boost
- destek ver
- gave a boost
- destek ver
- given a post
- destek ver
- given a boost
- destek ver
- give a post
- destek vermek
- give support
How to Give Support to a Loved One with Cancer .
- destekler
- supports
He supports the Democratic Party.
- Demokrat Partiyi destekler.
This TV supports 1080p.
- Bu TV 1080p'yi destekler.
- Bilgi Harbi Destek Merkezi
- (Askeri) Information Warfare Support Center
- Bilgi Sistemleri Ve Hizmetleri Başkanlığı (DIA); doğrudan destek; doktrin sponso
- (Askeri) Directorate for Information Systems and Services (DIA); direct support; doctrine sponsor
- Birleşik Devletler Kara Kuvvetleri Komuta ve Kontrol Destek Dairesi
- (Askeri) United States Army Command and Control Support Agency
- Birleşik Devletler Kara Kuvvetleri Komutanı; muharebe destek dairesi; konteynere
- (Askeri) Chief of Staff, United States Army; combat support agency; container stuffing activity
- Birleşik Devletler Kara Kuvvetleri Toplum ve Aile Destek Merkezi
- (Askeri) United States Army Community and Family Support Center
- Ekonomik Destek Fonu; acil durum destek işlevi
- (Askeri) Economic Support Fund; emergency support function
- Genel Servis Yönetimi; genel destek topçusu
- (Askeri) General Services Administration; general support artillery
- Harekat (Askeri Destek) Başkan Yardımcısı
- (Askeri) (MS) Assistant Deputy Director for Operations/Military Support
- Hava Kuvvetleri inşaat Mühendisliği Destek Dairesi
- (Askeri) Air Force Civil Engineering Support Agency
- Hava Kuvvetleri unsur plan subayı (karargah); kesin nokta; Prensip Destek Başkan
- (Askeri) Air Force component plans officer (staff); decisive point; Directorate for Policy Support (DIA)
- Küresel Karar Destek Sistemi
- (Askeri) Global Decision Support System
- Küresel Muharebe Destek Sistemi
- (Askeri) Global Combat Support System
- Küresel Uydu Muhabere Destek Merkezi
- (Askeri) Global Satellite Communications Support Center
- Kıyı lojistik destek kıt'ası deniz birliği
- (Askeri) beachmaster unit
- Lojistik Tedarik Destek Kurulu
- (Askeri) Logistics Procurement Support Board
- Malzeme Hazırlılık Destek Teşkilatı
- (Askeri) Materiel Readiness Support Agency
- Merkezi İstihbarat (Askeri Destek) Başkan Yardımcısı
- (Askeri) Associate Director of Central Intelligence for Military Support
- Milli İstihbarat Destek Timi (DIA)
- (Askeri) National Military Intelligence Support Team (DIA)
- Müsterek Görev Kuvveti-Sivil Destek
- (Askeri) Joint Task Force-Civil Support
- Müşterek Karar Destek Sistemi
- (Askeri) Joint Decision Support System
- Müşterek Karşı İstihbarat Destek Şubesi
- (Askeri) Joint Counterintelligence Support Branch
- Müşterek Muhabere Destek Unsuru Komutanı
- (Askeri) Commander, Joint Communications Support Element
- Müşterek Veri Sistemleri Destek Merkezi
- (Askeri) Joint Data Systems Support Center
- NATO Karşılıklı Destek Kanunu
- (Askeri) North Atlantic Treaty Organization (NATO) Mutual Support Act
- NATO Müşterek Kuvvet Elektronik Harp Destek Grubu
- (Askeri) Multi-Service Electronic Warfare Support Group (NATO)