desire; eager desire; longing

listen to the pronunciation of desire; eager desire; longing
الإنجليزية - التركية

تعريف desire; eager desire; longing في الإنجليزية التركية القاموس.

wish
{f} dilemek

Özür dilemek istiyorum. - I wish to say a word of apology.

Sadece sana şans dilemek için uğradım. - I just stopped by to wish you luck.

wish
{i} arzu

Onun arzusu iyi bir öğretmen olmaktır. - Her wish is to become a good teacher.

Benim arzuma boyun eğmesi için onu zorladım. - I forced him into complying with my wish.

wish
{i} dilek

Umarım dileklerin gerçekleşecektir. - I hope your wishes will come true.

O, sana en iyi dileklerini gönderdi. - She sent you her best wishes.

wish
{i} istek

Senin isteklerini karşılamaya çalışacağım. - I'll try to meet your wishes.

İnşallah isteklerin gerçekleşir. - I hope your wishes will come true.

wish
{f} dile

Tom'un Mary ile evlenmemiş olmayı dilediği zamanlar olmuştur. - There were times when Tom wished he hadn't married Mary.

Herkes vali seçilmiş olmayı diledi. - Everybody wished he had been elected governor.

wish
{f} 1. Dilek belirtir: I wish you'd shut up. Sen bir sussan. I wish they'd come today. Bugün bir gelseler. I wish they were coming today. Gönül
wish
{i} isteme

Jane İngiltere'de sumo görebilmeyi istemektedir. - Jane wishes she could see sumo in England.

Ken onun İngilizcesini tazelemeyi istemektedir. - Ken wishes to brush up his English.

wish
Dilek belirtir: I wish you'd shut up. Sen bir sussan. I wish they'd come today. Bugün bir gelseler. I wish they were coming today. Gönül
wish
istemek

Jane İngiltere'de sumo görebilmeyi istemektedir. - Jane wishes she could see sumo in England.

Ken onun İngilizcesini tazelemeyi istemektedir. - Ken wishes to brush up his English.

wish
{i} umut
wish
{f} umut etmek
الإنجليزية - الإنجليزية
wish
desire; eager desire; longing
المفضلات