Arkadaşlarını kendi istekleriyle seçmek istiyorlar.
- They want to choose their mates by their own will.
O,o kediye bakmak için istekliydi.
- He was willing to care for that cat.
Bu dünyada, ne kadar arzu ederseniz edin asla gerçekleşmeyecek şeyler vardır.
- There are some things in this world that will never come true, no matter how much you wish for them.
Onu gördüğünde özür dilemek zorundasın.
- You will have to apologize when you see him.
Neden özür dilemek için bir mektup yazacağım?
- Why will I write a letter to apologize?
Tom, onu onun iradesine karşı yaptı.
- Tom did it against his will.
Onu kendi irademe karşı yaptım.
- I did it against my will.
Babası vasiyetinde evi ona bıraktı.
- Her father left her the house in his will.
Babası vasiyetinde evi ona bıraktı.
- His father left him the house in his will.
He felt a great will to make a pilgrimage to the Holy Land.