Sinema filmi için yeni bir afiş tasarlamak zorundayım.
- I have to design a new poster for the movie.
Sizin için yeni bir web sitesi tasarlamak çok zor olmazdı.
- It wouldn't be too hard to design a new website for you.
O, fildişi tasarımlar oydu.
- He carved designs in ivory.
O, bir tasarımcı olmayı umuyor.
- She hopes to become a designer.
Tiyatronun dizaynı, seyircilerin oyuncularla daha yakınlaşıp, özel bir bağ kurmalarını mümkün kıldı.
- The design of the theatre enabled the audience to get up close and personal with the performers.
Tom basit bir ev dizaynı fanatiğidir.
- Tom is a fan of simple home design.
Bu tasarım için bulanık renkler kullanmak iyi bir fikir değil.
- Using muddy colors for this design is not a good idea.
O bir tasarımcı olmak istiyor.
- She wants to be a designer.
O, fildişi tasarımlar oydu.
- He carved designs in ivory.
Üniversite eğitimi bilginizi genişletmek için tasarlanmıştır.
- University education is designed to expand your knowledge.
Bu özellikle genç insanlar için tasarlanmıştır.
- This is designed especially for young people.
Bu, o amaç için tasarlanmadı.
- It wasn't designed for that purpose.
Tabak üzerindeki deseni seviyor.
- She likes the design on the plate.
Web sayfalarını tasarlamaya başladığımızda, ülkenin bu kısmında onu yapan tek insanlar bizdik.
- When we started out designing web pages, we were the only ones doing it in this part of the country.
Tom yerel bir hayır işi için bir web sitesi tasarlamaya gönüllü oldu.
- Tom volunteered to design a website for a local charity.
Büyüyünce Lego model tasarımcısı olmak istiyor.
- He wants to be a Lego model designer when he grows up.
I give it you without any other design than to shew you that I reckon nothing dear to me, when I want to do you a pleasure.