Böylesine saçma bir hikayeyi sana kim anlattı?
- Whoever told you such a ridiculous story?
Bazı ülkelerde, birinin kendi işini bile kamuya bırakamaması oldukça saçmadır.
- It is rather ridiculous that, in some countries, a person cannot even release their own work into the public domain.
Ne komik bir karşılaştırma!
- What a ridiculous comparison!
Muhtemelen komik görünüyorum.
- I probably sound ridiculous.
Tom onun gülünç olduğunu düşünüyor.
- Tom thinks that's ridiculous.
O kadar gülünç değil.
- It's not that ridiculous.
Adam's hair is ridiculous.