descriptive of a stone that is touching another stone

listen to the pronunciation of descriptive of a stone that is touching another stone
الإنجليزية - التركية

تعريف descriptive of a stone that is touching another stone في الإنجليزية التركية القاموس.

frozen
{s} donmuş

Çocuklar donmuş gölet üzerinde bir hokey pisti kurdular. - The boys set up a hockey rink on the frozen pond.

Yalnızca dondurmaları değil, dondurulmuş şerbet ve donmuş yoğurdu da severim. - I like not only ice creams, but also sorbet and frozen youghurt.

frozen
dondurulmuş

Bazen dondurulmuş sebze alırım. - Sometimes, I buy frozen vegetables.

Tom asla dondurulmuş elma almadı. - Tom has never bought frozen apples.

frozen
frozen assets donmuş mevduat
frozen
{s} kesin
frozen
freeze don/dondur
frozen
frozen credits donmuş krediler
frozen
{s} soğuk

Dün yine çok soğuktu. Donmuş olabilirim. - Yesterday it was so cold again. I may have frozen.

O kadar soğuk ki nehir dondu. - It's so cold that the river has frozen over.

frozen
frozen prices donmuş fiyatlar
frozen
{s} donakalmış
frozen
{s} değişmez
frozen
buz kesilmek
frozen
donma
frozen
f., bak. freeze. s. donmuş
frozen
camit
frozen
buz kesilmiş
frozen
{f} don

Kemikler buzda donmuş olarak kaldı. - The bones remained frozen in the ice.

Tom asla dondurulmuş elma almadı. - Tom has never bought frozen apples.

الإنجليزية - الإنجليزية
frozen
descriptive of a stone that is touching another stone

    الواصلة

    de·scrip·tive of a stone that I·s touch·ing an·oth·er stone

    التركية النطق

    dîskrîptîv ıv ı stōn dhıt îz tʌçîng ınʌdhır stōn

    النطق

    /dəˈskrəptəv əv ə ˈstōn ᴛʜət əz ˈtəʧəɴɢ əˈnəᴛʜər ˈstōn/ /dɪˈskrɪptɪv əv ə ˈstoʊn ðət ɪz ˈtʌʧɪŋ əˈnʌðɜr ˈstoʊn/
المفضلات