Sami, Leyla'yı hayli dengesiz biri olarak tanımlıyordu.
- Sami described Layla as a someone who was highly volatile.
Herkes Leyla'yı bir aziz olarak tanımlıyordu.
- Everyone described Layla as a saint.
Beyaz Rusya, ABD eski dışişleri bakanı Condoleezza Rice tarafından Avrupa'nın kalbinde kalan son gerçek diktatörlük olarak tanımlanmıştır.
- Belarus has been described by former US secretary of state Condoleezza Rice as the last remaining true dictatorship in the heart of Europe.
O, kendi deneyimini tanımladı.
- He described his own experience.
Tom yeni icadını hem John'a hem de Mary'ye tanımladı.
- Tom described his new invention to both John and Mary.
Bunu tanımlamak bile zor.
- It's hard to even describe.
O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
- It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
Bazı duyguları tarif etmek zordur.
- Some feelings are difficult to describe.
İdeal kahvaltını tarif et.
- Describe your ideal breakfast.
Tom sorunu ayrıntılarıyla tarif etti.
- Tom described the problem in detail.
Tom Mary'ye olan hislerini anlatmak için doğru sözleri bulamıyor.
- Tom can't find the right words to describe his feelings for Mary.
Bunu kelimelerle anlatmak olanaksız.
- It's impossible to describe that in words.
The fungus was first described by a botanist.
... (CROSSTALK) ROMNEY: And I just described ' I just described ...
... systems for the reasons that you described. ...