The lesson is science.
- Dersimiz fen bilgisi.
Don't speak in the middle of a lesson.
- Dersin ortasında konuşma.
You must not speak Japanese during the class.
- Ders sırasında Japonca konuşmamalısınız.
You must not speak Japanese during the class.
- Ders sırasında Japonca konuşmamalısın.
Few people came to the lecture.
- Çok az sayıda kişi derse geldi.
The lecture starts at 8 o' clock.
- Ders saat 8'de başlar.
Physics is my weak subject.
- Fizik benim zayıf dersim.
Mathematics is his best subject.
- Matematik onun en iyi dersidir.
Instructional videos are a key component of many online courses.
- Öğretim videolar birçok çevrim içi derslerin önemli bir bileşenidir.
What's the moral of this story?
- Bu hikayeden alınacak ders nedir?
What's the moral of the story?
- Hikayeden alınacak ders nedir?
Tom went to talk to Mary as soon as the period ended.
- Ders saati biter bitmez Tom Mary ile konuşmaya gitti.
We have French in third period.
- 3. dönemde Fransızca dersimiz var.
Tom is teaching a class right now.
- Tom şu anda bir sınıfa ders veriyor.
In Flanders between 10 and 20 percent of professors and lecturers teaching in English did not attain the required language level.
- Flandre'da İngilizce olarak ders veren profesör ve öğretim elemanlarının yüzde 10 ila 20 arasındakileri, gerekli dil seviyesine ulaşmadılar.
We should follow his example.
- Biz onun dersini izlemeliyiz.