This is a good textbook.
- Bu, iyi bir ders kitabı.
He was reading a textbook on American history.
- O, Amerikan tarihine dair bir ders kitabı okuyordu.
They sell textbooks at the bookstore.
- Kitapçıda ders kitapları satıyorlar.
Some parents complained about the nude pictures in their children's textbooks.
- Bazı anne-babalar, çocuklarının ders kitaplarındaki çıplak resimler hakkında şikâyette bulundu.