Denizaltı, okyanusun derinliklerinde saklandı.
- The submarine hid in the depths of the ocean.
Bilim adamları okyanusun derinliklerini keşfetmek için bir batisfer kullandılar.
- The scientists used a bathysphere to explore the depths of the ocean.
Korkarım benim derinlik algım çok zayıf.
- I'm afraid my depth perception is very poor.
Kapasiteyi hesaplamak için, uzunluğu genişlikle derinlikle çarpın.
- To calculate the capacity, multiply the length by the width by the depth.
Bu dramada bir şey eksik.O gerçek derinliği olmayan basit ikaz edici bir masal.
- This drama is missing something. All it is is a simple cautionary tale with no real depth.
Bu onun ailesine olan aşkının derinliğini gösterir.
- It shows the depth of his love for his family.
Bence Dünya'nın derinliklerinde daha fazla altın olmalı.
- I think there must be much gold in the depths of the Earth.
Denizaltı, okyanusun derinliklerinde saklandı.
- The submarine hid in the depths of the ocean.
Tthe burning ship finally sunk into the depths.
To stir someone to his depths.
In the depths of the night,.
in the depths of winter.
The depth of the crisis had been exaggerated.
In the depths of the night,.
Measure the depth of the water in this part of the bay.
The burning ship finally sunk into the depths.
in the depths of winter.