Trafik kazası, genç adamı görme yeteneğinden mahrum etti.
- The traffic accident deprived the young man of his sight.
Hiç kimse keyfi olarak mal ve mülkünden mahrum edilemez.
- No one shall be arbitrarily deprived of his property.
Biz ulaşımdan yoksun bırakıldık.
- We were deprived of transportation.
Tom'un beyni uzun süre oksijenden yoksun kaldı.
- Tom's brain was deprived of oxygen for too long.
Yoksulluk, oğlanı eğitimden mahrum etti.
- Poverty deprived the boy of education.
Kaza onları mutluluklarından mahrum etti.
- The accident deprived them of their happiness.
Trafik kazası, genç adamı görme yeteneğinden mahrum etti.
- The traffic accident deprived the young man of his sight.