تعريف depression في الإنجليزية التركية القاموس.
- bunalım
Fadıl, Büyük Bunalım sırasında doğdu.
- Fadil was born during the Great Depression.
Büyük Bunalım, gangsterlerin altın çağındaydı.
- The Great Depression was the golden age of gangsters.
- depresyon
Mary şiddetli depresyon belirtileri gösteriyor.
- Mary is showing signs of severe depression.
Kış boyunca depresyona girerim.
- I suffer from depression during the winter.
- çöküntü
- (Ticaret) kriz
Japon ekonomisi krizde.
- The Japanese economy is in depression.
Ekonomi hafif bir krizde.
- The economy is in a slight depression.
- (Biyokimya) baskılama
- (Ticaret) şiddetli durgunluk
- basınç düşmesi
- (Coğrafya) çukurluk
Yolda bazı çukurluklar var.
- There are some depressions in the road.
- (Ticaret) ekonomik kriz
Ekonomist, sürüp giden bir ekonomik kriz sezinledi.
- The economist anticipated a prolonged depression.
- kasavet
- (Askeri) alçalma
- (Askeri) inhitat
- (Askeri) alçalış verme
- döngü
- bun
Fadıl, Büyük Bunalım sırasında doğdu.
- Fadil was born during the Great Depression.
Büyük Bunalım, gangsterlerin altın çağındaydı.
- The Great Depression was the golden age of gangsters.
- moral bozukluğu
- basınç azalması
- (Denizbilim) baskılayan
- plak
- sıkıntı
- keyifsizlik
- durgunluk
- (Denizbilim,Meteoroloji) alçak
- (Denizbilim) baskılanma
- (Pisikoloji, Ruhbilim,Tıp) ruhsal çöküntü
- çökkünlük
- {i} çökme
- ekonomik daralma
- çukur
Yolda bazı çukurluklar var.
- There are some depressions in the road.
- (Askeri) ALÇALIŞ VERME: Yükseliş tertibatı vasıtasıyla bir silahın namlu ağzını, özellikle yatay vaziyetten daha aşağıya indirmek. 2. DEPRESYON BÖLGESİ Yüksek basınçla çevrili alçak barometrik bölge
- {i} daralma
- {i} buhran
Büyük Buhran 1929'da başladı ve 1930'larda sona erdi.
- The Great Depression started in 1929 and ended in the 1930's.
Büyük Buhran, suçta büyük bir artışa neden oldu.
- The Great Depression triggered a great surge in crime.
- {i} alçak basınç alanı
- {i} bastırma
- basma/çukur/bunalım
- hüzun
- {i} kasvet
- {i} ruhb. depresyon, çöküntü
- {i} değerini düşürme
- (Tıp) Ruhi veya bedeni düşkünlük hali, dermansızlık, depresyon (ezilmiş bir kemik üzerindeki iz için de kullanılır)
- {i} piyasada durgunluk, ekonomik kriz
- düşkünlük
- dermansızlık
- (Diş Hekimliği) 1. Yüzeyde girinti. 2. Bunalımlı ruh hali; moral çöküntü
- girinti
- depresyonda
- depress
- {f} moralini bozmak
- depression of the freezing point
- donma noktası alçalımı
- depression angle
- (Askeri) alçalış açısı
- depression angle
- (Askeri) ALÇALIŞ AÇISI: Bak. "angle of depression"
- depression index
- (Tıp) depresyon endeksi
- depression position finder
- (Askeri) şakuli telemetre
- depression position finder
- (Askeri) ŞAKULİ TELEMETRE: Deniz seviyesinde bulunan bir hedefin mesafesi ile istikametini tayin eden teleskopik alet
- deep depression
- derin depresyon
- depress
- bastırmak
- major depression
- (Pisikoloji, Ruhbilim) ağır depresyon
- Great Depression
- (Elektrik, Elektronik) Büyük Buhran
- depress
- azaltmak
- depress
- neşesini kaçırmak
- depress
- basmak
- depress
- durgunlaştırmak
- depress
- -e basmak
- depress
- (Muzik) kalın sesten okumak
- depress
- değerini azaltmak
- depress
- alçaltmak
- depress
- miktarını azaltmak
- depress
- keyfini kaçırmak
- depress
- indirmek
- depressions
- bunalımlar
- experience depression
- depresyon geçirmek
- freezing point depression
- (Biyokimya) donma noktası düşümü
- freezing point depression
- (Biyokimya) donma noktası alçalması
- get into depression
- depresyona girmek
- go into depression
- bunalıma girmek
- go into depression
- depresyona girmek
- severe depression
- ağır depresyon
- sink deeper into depression
- depresyona sürüklenmek
- sink into a depression
- bunalıma girmek
- succumb to depression
- bunalıma girmek
- succumb to depression
- depresyona girmek
- suffer depression
- depresyon geçirmek
- depress
- içini karartmak
- depress
- üzmek
- depress
- üz
Hatırlamak beni üzdü.
- Remembering it depressed me.
Bu felsefe kitabını okumak beni üzüyor.
- Reading this philosophy book is making me depressed.
- depress
- bastır
- great depression
- (Ekonomi) Büyük Buhran: 1929'da ABD'de başlayan ve 1930'lar boyunca dünyanın büyük bir bölümünde etkili olan ekonomik kriz
- great sadness or depression; gloom
- büyük üzüntü ya da depresyon; kasvet
- post natal depression
- Doğum sonrası genellikle annede görülen (nadiren babada) moral bozukluğu,depresyon hali,postpartum depression olarakta bilinir
M Kesper.
- postpartum depression
- doğum sonrası depresyon
- acute depression
- (Pisikoloji, Ruhbilim) akut depresyon
- agitated depression
- (Pisikoloji, Ruhbilim) çırpınma nöbeti
- agitated depression
- (Pisikoloji, Ruhbilim) heyecanlı depresyon
- angle of depression
- (Askeri) ALÇALIŞ AÇISI: l. Yatay ile azalan hat arasında dikey düzlemdeki açı. 2. Hava fotoğrafçılığında, meyilli olarak takılmış, hava fotoğraf makinesinin optik ekseni ile yatay düzlem arasındaki açı. Ayrıca bakınız: "tilt angle"
- axial depression
- (Jeoloji) eksensel çöküntü
- beck depression Index
- (Pisikoloji, Ruhbilim) beck depresyon Endeksi
- break away depression
- (Meteoroloji) ayrık alçak
- depress
- (Askeri) ALÇALIŞ VERMEK: Yükseliş tertibatı vasıtasıyla bir silahın namlusunu indirmek
- depress
- {f} üzmek, canını sıkmak, moralini bozmak
- depress
- {f} değerini/miktarını azaltmak
- depress
- bastı
- depress
- dili kolunu kanadını kırmak
- depress
- kuvvetten düşürmek
- depress
- {f} sıkmak
- depress
- {f} -i bastırmak, -e basmak
- depress
- bastır,üz
- depress
- depressible şevki kırılır
- depress
- kasvet vermek
- depress
- {f} kısmak
- depress
- {f} kuvvetten düşürmek, zayıflatmak
- depress
- {f} düşürmek
- endogenous depression
- (Pisikoloji, Ruhbilim) iç kaynaklı depresyon
- lead to depression
- depresyona sokmak
- lead to depression
- bunalıma sokmak
- manic depression
- manik depresyon
- maximum depression
- (Askeri) AZAMİ ALÇALIŞ AÇISI: Bir topun, müessir atış yapabilmek şartıyla tevcih edilebileceği, ufkun altına düşen azami açı
- mental depression
- ruhsal depresyon
- monetary depression
- (Ticaret) para krizi
- neurotic depression
- (Pisikoloji, Ruhbilim) nevrotik depresyon
- polar air depression
- (Meteoroloji) kutupsal hava depresyonu
- reactive depression
- (Pisikoloji, Ruhbilim) tepkisel depresyon
- retarded depression
- (Pisikoloji, Ruhbilim) gerilemeli depresyon
- sink into a depression
- depresyona girmek
- structural depression
- yapısal alçalım
- structural depression
- yapısal basıklık
- suction effect of depression
- (Askeri) alçak basıncın emme etkisi
- volcano-tectonic depression
- volkanik ve tektonik çukur
- winter depression
- (Pisikoloji, Ruhbilim) kış depresyonu