Tom'un son zamanlarda biraz morali bozuk.
- Tom has been a little depressed lately.
Tom eve morali bozuk gitti.
- Tom went home depressed.
Tom bu sabah bunalımlı gibi görünüyor.
- Tom seems to be depressed this morning.
Tom bunalımlı görünüyordu.
- Tom seemed depressed.
Kendimi biraz keyifsiz hissediyorum.
- I feel a bit depressed.
Bu felsefe kitabını okumak beni üzüyor.
- Reading this philosophy book is making me depressed.
Hatırlamak beni üzdü.
- Remembering it depressed me.
Tom depresif ve üzgün.
- Tom is depressed and upset.
I feel depressed.
Çökmüş ekonomi iyileşme belirtileri gösterdi.
- The depressed economy showed signs of improving.
Borsa ciddi biçimde durgun.
- The stock market is severely depressed.
O sonuç hakkında karamsar.
- He's depressed about the result.
Onun karamsarlığı etrafındakilerin moralini bozdu.
- His pessimism depressed those around him.
Canın sıkkın görünüyorsun. Bir şey mi oldu.
- You look depressed. Did something happen?
Sami'nin üzüntüsü depresyona dönüştü.
- Sami's sadness deepened into a depression.
Leyla, en yakın arkadaşı Salima'nın kaybı üzerine derin bir depresyona girdi.
- Layla slipped into a deep depression over the loss of her best friend, Salima.
Depress the upper lever to start the machine.
Winter depresses me.
Lower productivity will eventually depress wages.
... depressed? The negotiating leverage that accrues to owners over users in this scenario is total ...
... The South Koreans, just like the Indians, are all depressed ...