Bu şehrin yolları içler acısı durumda.
- The roads of this city are in deplorable condition.
Ben şikayet etmiyorum, ve çalışma koşulları gerçekten içler acısı olsa bile şimdiye kadar başka hiç kimse de şikayet etmedi.
- I'm not complaining, and until now no one else has complained either, even if the the work conditions are truly deplorable.
Acınacak koşullarda yaşıyorlar.
- They live in deplorable conditions.
Yol çok kötü durumda.
- The road is in a deplorable state.
Bu üzücü bir durumdur.
- This is a deplorable state of affairs.
Karısına tokat atan adam adidir.
- A man who smacks his wife around is contemptible.
Karısına tokat atan adam alçaktır.
- A man who smacks his wife around is contemptible.
Hiçbir şey korku temelli saygıdan daha aşağılık değil.
- Nothing is more contemptible than respect based on fear.
Karısına tokat atan adam aşağılıktır.
- A man who smacks his wife around is contemptible.
He is a deplorable boy, frequently being beaten by his parents.