Çocuğum diş hekimini sevmez.
- My child dislikes the dentist.
Seni iyi bir diş hekimi ile tanıştırayım.
- Let me introduce you to a good dentist.
O ona bir dişçi görmesini tavsiye etti fakat o öyle yapacak yeterli zamanı olmadığını söyledi.
- She advised him to see the dentist, but he said he didn't have enough time to do so.
Tom'un 2.30'da dişçi randevusu var.
- Tom has a dentist appointment at 2:30.
Diş doktoruna gitsen iyi olur.
- You had better go to the dentist.
Diş doktoruna gitmek istemiyorum.
- I don't want to go to the dentist.
Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.
- The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP.
Seni iyi bir diş hekimi ile tanıştırayım.
- Let me introduce you to a good dentist.