denizci

listen to the pronunciation of denizci
التركية - الإنجليزية
sailor

Tom acted the part of a sailor. - Tom bir denizci rolü oynadı.

They killed more than three thousand sailors. - Onlar üç binden fazla denizciyi öldürdü

jack
seafaring man
seaman

Many moons ago, I was a seaman. - Çok uzun zaman önce ben bir denizciydim.

The seaman apprentice, sitting on a stool in a bar, ordered a beer while waiting for his basket of fish and chips. - Bir barda bir taburede oturan denizci çırağı balık ve cips sepetini beklerken bir bira ısmarladı.

marine

My cousin serves with the marines. - Kuzenim denizcilerle birlikte hizmet eder.

Sami is a former Marine. - Sami eski bir denizcidir.

merchant seaman
shipmen
seafarer
(Informal) gob
krooboy
navigator
tar
mariner
seaman, sailor
seaman; sailor; navigator
jack-tar
blue jacket
seamen
jarhead
{i} gob
charon
bluejacket
denizci er
jack tar
denizci mavisi
(Bilgisayar) navy
denizci millet
(Politika, Siyaset) maritime nation
denizci elbisesi
(çocuk) sailor suit
denizci er
gob
denizci er
seaman recruit
denizci er
seaman
denizci gibi
seamanlike
denizci gömleği
(Tekstil) sailor shirt
denizci kaması
cutlass
denizci kıyafeti
gansey
denizci olmak
go to sea
denizci olmayan kimse
landsman
denizci olmayan kimse
landsmen
denizci sanatı
(Askeri) nautical art
denizci sertifikası
(Askeri) seaman certificate
denizci sosu
(Gıda) matelote sauce
denizci sosu
(Gıda) matalote sauce
denizci süveteri
(Tekstil) sailor's jumper
denizci ulus
(Politika, Siyaset) seafaring nation
denizci yaka
(Tekstil) sailor collar
denizci yakalı bluz
middy
Asker ve Denizci Sivil Yardım Hareketi
(Askeri) Soldiers and Sailors Civil Relief Act
kaptan lisanslı denizci
master mariner
usta denizci
old salt
yetenekli denizci
(Askeri) able-bodied seaman
yün denizci yeleği
Guernsey
التركية - التركية
Denizle ilgili işlerde çalışan kimse
Deniz sporlarıyla uğraşan kimse
Denizle ilgili işlerde çalışan kimse: "Kurtarılan iki denizci geceyi orada geçirdiler."- H. Taner
Deniz askeri
denizci
المفضلات