تعريف denied في الإنجليزية التركية القاموس.
- (Bilgisayar) engellendi
- inkar edilmiş
- (Bilgisayar) reddedildi
Onun izin talebi reddedildi.
- Her leave request was denied.
O talepler reddedildi.
- Those requests were denied.
- yalanlanmış
- deny
- inkâr etmek
Dünyada İngilizce'nin en yaygın şekilde konuşulan dil olduğunu inkar etmek yok.
- There is no denying that English is the most widely spoken language in the world.
Çalışan ailelerin çocukları için kaliteli bir eğitimi inkar etmek çalışan aileler için sağlık hizmetlerini ya da çocuk bakımını inkar etmek kadar yanlıştır.
- Denying a quality education to the children of working families is as wrong as denying health care or child care to working families.
- deny
- reddetmek
Açık olanı reddetmek aptalca.
- Denying the obvious is stupid.
İsteğini reddetmek zorundayım.
- I have to deny your request.
- deny
- yalanlamak
O, hikayeyi yalanlamak için acele etti.
- She hastened to deny the story.
- deny
- yadsımak
- denied boarding compensation
- (Turizm) biniş reddi tazminatı
- denied boarding compensation
- (Turizm) uçağa alınmama tazminatı
- denied by
- (Bilgisayar) tarafından engellendi
- denied.
- yalanladı
- deny
- {f} mahrum etmek
- deny
- {f} yoksun bırakmak
- access denied
- (Bilgisayar) erişim engellendi
- access denied
- (Bilgisayar) erişim reddedildi
- deny
- nasip etmemek
- deny
- (Bilgisayar) izin verme
- deny
- (Bilgisayar) reddet
Tom bunu reddetmenin hiçbir anlamı olmadığını biliyordu.
- Tom knew there was no point in denying it.
Buradaki hiç kimse onu reddetmiyor.
- Nobody here is denying that.
- deny
- (Bilgisayar) engelle
- deny
- tekzip etmek
- deny
- danmak
- deny
- tanımamak
- deny
- yoksamak
- deny
- inkar et
Boşuna inkar etmeyin.
- Don't bother to deny it.
Onu öptüğünü gördüm. Bunu inkar etme!
- I saw you kiss him. Do not deny it!
- deny
- esirgemek
- be denied
- olmak yalanladı
- be denied
- yadsınmak
- deny
- yalanla
- deny
- denyi
- deny
- inkar etme
- deny
- inkar eden
- justice delayed is justice denied
- (Kanun) Geç gelen adalet, adalet değildir
- she flatly denied.
- diye kesin bir dille yalanladı
- access denied
- giriş engellendi
- deny
- (Askeri) Reddetmek, inkar etmek, -den mahrum etmek
- deny
- esirge/inkar et
- deny
- deny oneself feragat etmek
- deny
- imtina etmek kırmak
- deny
- {f} -den yoksun bırakmak, esirgemek, vermemek
- deny
- (Askeri) REDDETMEK, İNKAR, TEKZİP ETMEK, ... DEN MAHRUM ETMEK, ÖNLEMEK, ÖNÜNÜ ALMAK
- limited denied war
- (Askeri) SINIRLI ÖNLENEN SAVAŞ: Bu terim kullanılmamalıdır. Yerine kullanılabilecek başka bir terimde yoktur
- limited denied war
- (Askeri) sınırlı önlenen harp
- logon denied
- (Bilgisayar) oturum açılamaz