Dünyada İngilizce'nin en yaygın şekilde konuşulan dil olduğunu inkar etmek yok.
- There is no denying that English is the most widely spoken language in the world.
Onun çok verimli olduğunu inkar etmek yok.
- There is no denying that she is very efficient.
İsteğini reddetmek zorundayım.
- I have to deny your request.
Açık olanı reddetmek aptalca.
- Denying the obvious is stupid.
O, hikayeyi yalanlamak için acele etti.
- She hastened to deny the story.
Tom'un önerisi reddedildi.
- Tom's proposal was denied.
O talepler reddedildi.
- Those requests were denied.
Bunu reddetmeyeceğim.
- I'm not going to deny it.
Tom bunu reddetmenin hiçbir anlamı olmadığını biliyordu.
- Tom knew there was no point in denying it.
Boşuna inkar etmeyin.
- Don't bother to deny it.
Onun olduğunu inkar etmiyorum ama bir örnek delil sayılmaz.
- I'm not denying it happened, but one example can't be called proof.