Tom left me in control.
- Tom beni denetimde bıraktı.
Are you really in control?
- Gerçekten denetimde misin?
The General said that his troops were now in control of the situation.
This financial audit also includes an evaluation of the company's assets.
- Bu mali denetim, aynı zamanda şirketin varlıklarının bir değerlendirmesini içerir.
You need supervision.
- Denetime ihtiyacın var.
Tom sometimes needs a little supervision.
- Tom'un bazen biraz denetime ihtiyacı var.
They said inspections should be increased.
- Denetimlerin artırılması gerektiğini söylediler.
The inspection was quite perfunctory.
- Denetim oldukça baştan savmaydı.
This will serve as a check on their work.
- Bu onların çalışmaları hakkında bir denetim olarak hizmet verecek.
I'll do a quick check.
- Hızlı bir denetim yapacağım.
Tom prefers the Xbox One controller over the DualShock 4.
- Tom, Xbox One denetimcisini DualShock 4'ün üstünde tercih ediyor.
Tom left me in control.
- Tom beni denetimde bıraktı.