dener

listen to the pronunciation of dener
التركية - الإنجليزية
tries
Plural of try
third-person singular of try
dene
{f} experienced

There is an urgent need for experienced pilots. - Deneyimli pilotlara acil bir ihtiyaç vardır.

He is young, but experienced. - O genç ama deneyimli.

dene
(Bilgisayar) try it
dene
{f} tried

I tried many things but failed after all. - Ben çok şey denedim fakat yine de başarısız oldum.

Quickly Sadako tried to fold the paper before she fell asleep. - Sadako uykuya dalmadan önce hızlı bir şekilde kağıdı katlamayı denedi.

dene
try out

I'd like to try out this new model before I buy it. - Bu yeni modeli satın almadan önce denemek istiyorum.

He couldn't wait to try out his new surfboard. - Yeni sörf tahtasını denemek için sabırsızlanıyordu.

dene
{f} experiencing
dene
{f} trying

Tom spent a lot of time trying to learn how to play the French horn. - Tom Fransız kornosunu çalmayı öğrenmeyi denemek için çok zaman harcadı.

It's no use trying anything. - Bir şey denemenin faydası yok.

dene
assay
dene
{f} try

Linux is a free operating system; you should try it. - Linux ücretsiz bir işletim sistemidir, denemelisiniz.

Please try me for the job. - İş için beni deneyin, lütfen.

dene
{f} experience

Canada is a good place to go if it's your first experience living abroad. - Eğer yurt dışında ilk yaşama deneyiminse, Kanada gidilecek iyi bir yerdir.

From my own experience, illness often comes from sleeplessness. - Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor.

dene
{f} sample

Sami tried a few samples, but he didn't buy. - Sami birkaç örnek denedi ama satın almadı.

الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف dener في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

dene
a sand dune by the seashore
dene
a valley, especially the deep valley of a stream or rivulet
dene
A sandy tract or dune by the seashore
dene
{i} narrow wooded valley; dune by the seashore
التركية - التركية

تعريف dener في التركية التركية القاموس.

dene
Buğday
الإنجليزية - التركية

تعريف dener في الإنجليزية التركية القاموس.

dene
deniz kıyısındaki kumlu yol
dene
{i} korulu derin vadi
dene
{i} kum tepeciği
dene
{i} kumlu sahil yolu
dene
deniz kenarında bulunan kumlu yol veya tepe
dener
المفضلات