It was mad of him to try to swim in the icy water.
- Buz gibi suda yüzmeyi denemesi çılgınlıktı.
Older people are often afraid of trying new things.
- Yaşlı insanlar sık sık yeni şeyleri denemekten korkarlar.
The treaty did not ban nuclear tests under the ground.
- Antlaşma toprak altındaki nükleer denemeleri yasaklamadı.
You can use Tatoeba to test yourself.
- Kendinizi denemek için Tatoeba'yı kullanabilirsiniz.
The trial was all but done.
- Deneme neredeyse yapılmıştı.
The trial lasted five days.
- Deneme beş gün sürdü.
Tom had Mary correct his essay.
- Tom Mary'ye denemesini düzelttirdi.
I have a few essays to write by tomorrow.
- Benim yarına kadar yazacak birkaç denemem var.
Don't be afraid to experiment.
- Denemekten korkmayın.
Tom isn't afraid of experimenting.
- Tom denemekten korkmuyor.
Masterpieces are only successful attempts.
- Başyapıtlar yalnızca başarılı denemelerdir.
This attempt resulted in failure.
- Bu deneme başarısızlıkla sonuçlandı.
You're still in your probation period.
- Sen hâlâ deneme sürendesin.
The end of my probation period is nearing.
- Benim deneme süremin sonu yaklaşıyor.
Neil Armstrong was a test pilot when he was chosen to be an astronaut.
- Neil Armstrong astronot olmak için seçildiğinde deneme pilotuydu.
Tom asked me to proofread his essay.
- Tom benden denemesini tashih etmemi istedi.
The proof is in the pudding.
- Bir şeyi denemeden bilemezsin.
Do you want to give it another shot?
- Bir kere daha denemek ister misin?
Would you like to give it another shot?
- Bir kez daha denemek ister misin?
You might want to try studying in the library.
- Kütüphanede çalışmayı denemek isteyebilirsin.
I recommend you try studying a bit harder.
- Biraz daha çok çalışmayı denemeni tavsiye ediyorum.
Tom and Mary's little girl is starting to take her first tentative steps.
- Tom ve Mary'nin küçük kızı ilk deneme adımlarını atmaya başlıyor.