dene

listen to the pronunciation of dene
الإنجليزية - التركية
deniz kıyısındaki kumlu yol
{i} korulu derin vadi
{i} kum tepeciği
{i} kumlu sahil yolu
deniz kenarında bulunan kumlu yol veya tepe
dene hole
yapay mağara
التركية - التركية
Buğday
الإنجليزية - الإنجليزية
a valley, especially the deep valley of a stream or rivulet
a sand dune by the seashore
A sandy tract or dune by the seashore
{i} narrow wooded valley; dune by the seashore
Dene-Yeniseian
A proposed language family linking the Na-Dene languages of North America and the Yeniseian languages of Siberia
Na-Dene
A major language family consisting of Tlingit, Eyak and the Athabascan languages, spoken in large parts of North America
na-dene
a family of North American Indian languages
التركية - الإنجليزية
{f} experienced

I am not experienced in driving. - Ben araba sürmede deneyimli değilim.

He is young, but experienced. - O genç ama deneyimli.

(Bilgisayar) try it
{f} tried

He tried solving the problem. - Problemi çözmeyi denedi.

He tried out that new machine. - O, o yeni makineyi denedi.

try out

Tom said he was going to try out for his school soccer team. - Tom okul futbol takımı için deneyeceğini söyledi.

He couldn't wait to try out his new surfboard. - Yeni sörf tahtasını denemek için sabırsızlanıyordu.

{f} experiencing
{f} trying

It's no use trying anything. - Bir şey denemenin faydası yok.

Tom spent a lot of time trying to learn how to play the French horn. - Tom Fransız kornosunu çalmayı öğrenmeyi denemek için çok zaman harcadı.

assay
{f} try

Why don't you give tennis a try? - Niçin tenisi denemiyorsun?

You should try to be more polite. - Daha kibar olmayı denemelisin.

{f} experience

According to my experience, it takes one year to master French grammar. - Benim deneyimlerime göre, Fransızca dil bilgisini öğrenmek bir yıl alır.

Canada is a good place to go if it's your first experience living abroad. - Eğer yurt dışında ilk yaşama deneyiminse, Kanada gidilecek iyi bir yerdir.

{f} sample

Sami tried a few samples, but he didn't buy. - Sami birkaç örnek denedi ama satın almadı.

dene istersen
(Argo) give it a burl
dene kadar uygulamada kalır
(Politika, Siyaset) it shall apply fromto
kere dene
(Bilgisayar) times
yine dene
(Bilgisayar) try again
hepsini bir kez dene
(Bilgisayar) round robin
hepsini birer kez dene
(Bilgisayar) round robin
dene

    النطق

    علم أصول الكلمات

    [ 'dEn ] (noun.) before 12th century. From Middle English, from Old English denu
المفضلات