demeti

listen to the pronunciation of demeti
التركية - الإنجليزية
bunch of

I just got a beautiful bunch of flowers from one of my clients. - Ben sadece müşterilerimin birinden güzel bir çiçek demeti aldım.

demet
{i} bundle

He tied the twigs into bundles. - O demetlerin içine ince dallar bağladı.

Tom is a bundle of nerves. - Tom bir sinir demeti.

demet
bunch

Tom brought a bunch of roses for Mary for International Women's Day, but she found it inappropriate. - Tom Uluslararası Kadınlar Günü için Mary'ye bir demet gül getirdi, ama o bunu yersiz buldu.

Tom came into the room, carrying a bunch of flowers. - Tom odaya girdi, bir demet çiçek taşıyordu.

demeti kapa! komutu
(Askeri) close sheaf!
değnekler demeti
fasces
Demet
(isim) Bouquet

What kind of bouquet would you like? I would like a bunch of roses! - Ne tür bir buket istersiniz? Ben bir demet gül istiyorum!

demet
sheaf
demet
(Nükleer Bilimler) assembly
elektron demeti
electron beam
kablo demeti
(Otomotiv) wire harness
demet
{i} hand

If a guy has got a bunch of flowers in his hand, it means that he is going to practise not botany, but anatomy. - Bir erkeğin elinde bir demet çiçek varsa, bu onun botanik çalışmayacağı, fakat anatomi çalışacağı anlamına gelir.

demet
(Tıp) division
demet
wisp
demet
bob
demet
(Meteoroloji) floccus
demet
javelle
demet
(Tıp) tract
demet
beam

I was wakened by a beam of light shining through my window. - Penceremden parlayan bir ışık demeti ile uyandırıldım.

A beam of sunlight came through the clouds. - Bulutların arasından güneş ışığı demeti geldi.

his demeti
(Tıp) his bundle
kablo demeti
cable harness
kablo demeti
wiring harness
saman demeti
truss
çiçek demeti
flower bouquet
demet
cluster
demet
stack
demet
wad
demet
raceme
demet
faggot
demet
burdle
demet
collation
demet
tuple
V demeti
V-beam
beyin sinir demeti
(Anatomi) cingulum
dalga demeti
wave beam
demet
bunch (of greens)
demet
sheaf (of grain)
demet
bunch, bouquet (of flowers)
demet
fascicle
demet
fascicule
demet
tuft
demet
corymb
demet
(Botanik) vascular bundle
demet
bunch, bouquet; bundle, cluster; beam; sheaf
demet
phys. bundle (of rays)
demet
truss
demet
shock
elektron demeti tüpü
(Elektrik, Elektronik) electron beam tube
hortum demeti
hose bundle
iyon demeti
(Fizik) ion cluster
iyon demeti
ion beam
iyon ışın demeti
(Fizik) ionic beam
kent demeti
(Tıp) kent bundle
konik ışık demeti
(Fizik) cone of rays
lif demeti
fiber bunch, fiber bundle
odun soymuk demeti
(Botanik, Bitkibilim) stele
parça tesirli mayın demeti
(Askeri) family of scatterable mines
saz demeti
reeds
sağ demeti
tussock
serpme mayın demeti
(Askeri) family of scatterable mines
solenoid kablo demeti
(Tekstil) solenoid harness
çalı çırpı demeti
fagot
çalı çırpı demeti
faggot
çiçek demeti
nosegay

Surprise her with a nosegay. - Bir çiçek demetiyle onu şaşırt.

çiçek demeti
posy
ışık demeti
pencil of light; beam
ışık demeti
light beam
ışın demeti
light beam, ray beam
ışın demeti
pencil of light
ışın demeti phys
pencil of rays
التركية - التركية

تعريف demeti في التركية التركية القاموس.

Demet
loda
demet
Bağlanarak oluşturulmuş deste, bağlam
demet
Üstün yapılı bitkilerde öz suların akmasına yarayan, bitkiye desteklik eden damarlı veya lifli kordon
demet
Bitki veya çiçek bağlamı: "Öyle fukara çocuklara rastlıyorduk ki, bize demet demet kır çiçekleri hediye ediyorlardı."- Y. K. Karaosmanoğlu. Üstün yapılı bitkilerde öz suların akmasına yarayan, bitkiye desteklik eden damarlı veya lifli kordon
demet
Bitki veya çiçek bağlamı
demet
Uzunlamasına birbirine bitişik olarak bir arada bulunan sinir ve kas telleri topluluğu
demet
Bir atomun parçalanmasından doğan elektriklenmiş taneciklerin yörüngelerinden oluşan ışık topluluğu
elektron demeti
Aynı enerji kaynağından çıkan ve biribirine yakın yörüngede yayılan elektronlar
demeti
المفضلات