delikt

listen to the pronunciation of delikt
ألمانية - التركية
[das] suç, cürüm
الإنجليزية - التركية

تعريف delikt في الإنجليزية التركية القاموس.

crime
{i} suç

Polis, suçu çözmek için yola çıktı. - The police set out to solve the crime.

Kanada'da suç oranı düşüyor. - The crime rate is decreasing in Canada.

crime
{i} aptallık
crime
mantıksızlık
crime
cürm
crime
mantıksızca hareket
crime
ayıp/suç
crime
cezalandırmak
crime
{i} suç, cürüm
crime
suçlu bulmak
crime
{i} cinayet

Cinayet neredeyse mükemmeldi. - The crime was almost perfect.

Tom herhangi bir cinayetle suçlanmadı. - Tom has not been charged with any crime.

crime
{i} sabıka
crime
{i} cinayet romanı
crime
{i} yüz karası
crime
{i} günah, acımaya yol açacak kötü davranış