Tom narin bir çocuktu.
- Tom was a delicate child.
Mutluluk narin bir çiçektir.
- Happiness is a delicate flower.
Bir bebeğin hassas cildi vardır.
- A baby has delicate skin.
Şu anda hassas bir konumdayım.
- I am now in a delicate position.
Layla'nın çok zarif özellikleri vardı.
- Layla had very delicate features.
Narin, zarif çiçekler çiçek açmış.
- The delicate, graceful flowers are in bloom.
Ödeme sistemleri narin ve dengesizdir - Nakit daha güvenlidir.
- Payment systems are delicate and unstable - Cash is safer.
Don't put that in with your jeans, it's a delicate!.
Set the washing machine to the delicate cycle.
The negotiations were very delicate.