O benim mesajlarımı açtı ve kasten onları görmezden geldi.
- She opened my messages and ignored them deliberately.
Tom kasten aldatıcı oluyor.
- Tom is being deliberately deceptive.
O, kasıtlı olarak bir çatışmayı provoke etmeye devam etti.
- He deliberately kept on provoking a confrontation.
Fadıl, Leyla'yı kasıtlı olarak öldürdü.
- Fadil killed Layla very deliberately.
Kasten yüksek sesle konuşuyorum.
- I am deliberately speaking loudly.
Tom Mary'nin kendisinden kasten kaçındığını fark etti.
- Tom realized Mary was deliberately avoiding him.
Tom bilerek pencereyi kırdı.
- Tom deliberately broke the window.
O bana bilerek zarar verdi.
- She hurt me deliberately.
O, kasıtlı olarak bir çatışmayı provoke etmeye devam etti.
- He deliberately kept on provoking a confrontation.
Polise göre yangın kasıtlı olarak çıkarıldı.
- Police think the fire was deliberately lit.
Jüri üç gün boyunca düşündü.
- The jury deliberated for three days.
Onun kasıtlı olduğunu düşünüyor musun?
- Do you think that was deliberate?
Perry yüksek sesle tartışmalara alıştı.
- Perry became used to the loud deliberations.
Görüşmeler pazartesi günü devam edecek.
- Deliberations will continue Monday.
Görüşmeler üç gün sürdü.
- The deliberations took three day.
It is now time for the jury to deliberate the guilt of the defendant.
Tripping me was deliberate action.
The opinion resulted in a deliberate measure.
The prime minister resided over the cautious, deliberate action.
The jury took eight hours to deliberate upon the guilt of the accused.
After being called upon, he strode deliberately up to the blackboard.
He deliberately broke that, didn't he?.