They walked along the road together until they reached the village, but then their paths diverged.
- köye ulaşıncaya dek beraber yuruduler fakat sonra yolları ayrıldı
We have to stay here until Tom gets back.
- Tom geri dönene dek burada kalmak zorundayız.
It was such a hot night that I could not sleep till midnight.
- O kadar sıcak bir geceydi ki gece yarısına dek uyuyamadım.
Wait till I count to ten.
- Ben ona kadar sayıncaya dek bekleyin.
That secret can't be kept forever.
- O sır sonsuza dek saklanamaz.
Many astronomers assume that the universe continues to expand forever.
- Birçok gökbilimci evrenin sonsuza dek büyümeye devam edeceğini varsayıyor.
Hurry up! You should be ready by now.
- Çabuk ol! Şimdiye dek hazır olman gerekir.
I will love you forever and ever.
- Sizi sonsuza dek seveceğim.
Sami changed Layla's life for ever.
- Sami, Leyla'nın hayatını sonsuza dek değiştirdi.
Sami thought he lost his kids for ever.
- Sami çocuklarını sonsuza dek kaybettiğini düşünüyordu.
I've had a great life so far.
- Şimdiye dek harika bir hayat yaşadım.
Tom hasn't yet been to Boston.
- Tom şimdiye dek Boston'a gitmedi.
Have you said anything to Tom yet?
- Şimdiye dek Tom'a bir şey söyledin mi?